Ne vereyim müdür?

Kayıp Balder’in peşinde, Thor’un yolu Londra’ya düşer. Şehre ayak basar basmaz da ölümlü kişiliğine dönüşür çünkü tanrısal benliğinin aksine alter ego Donald Blake’in tatmin edilmesi – doyurulması gereken dürtüleri vardır. Böyle olunca da midesi kazınan Donald Blake, elinde sopası, aksaya aksaya ilk gördüğü ‘pub’a girer. Tezgahta kendisini klasik John Buscema çekiciliğindeki garson beklemektedir. Sonrasında güzel garson konuşur maalesef:

' Ne vereyim, müdür? '




‘müdür’ bizim buralarda sevilen bir hitap tarzı. Yine bunun gibi ‘patron’, ‘hocam’, ‘hacı’ (sondaki o ı harfini biraz uzatarak – hacıııı şeklinde), ‘kanka’, ‘kankito’, ‘reis’ (gerçi onun bir süredir başka bir simgesel anlamı var), ‘panpa’ falan da gayet kullanılan sözcükler. Sonraki çevirilerde kullanılmak üzere ben önerimi yapayım da :)


' Ne vereyim, patron? '
' Ne vereyim, hocam? '
' Ne vereyim, hacıııı? '
' Ne vereyim, kanka? '
' Ne vereyim, panpa? '


Görsel Büyülü Çizgi Roman logolu Thor Klasik Cilt 4 albümünden alınmıştır.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mutantın Alpha’sı, Gamma’sı, Omega’sı...

Nils Holgersson ve Morton: Sapasağlam Bir Çocukluk Nostaljisi...

Cassandra Nova: İlk Düşman