Pizagor ve Deli Saçmaları!

Yıl 1984, dokuz yaşındayım... ‘Bari çocuk evlenmeden sünnetini yaptıralım, lazım olur!’ diyen ebeveynlerim nihayet gerekli organizasyonu yapmışlar... Davetiye işini babam üstlenmiş ve aşağıdakinde karar kılmış... Sonrasını ben dahil olabildiğim kadarıyla aktarayım... Babam elinde bu davetiyelerle eve geldi. Ailece incelemeye başladık. Ben bayıldım bu tasarıma, lakin annem için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Annem o kadar şiddetle karşı çıktı ki bu davetiyeye, kendi arkadaşlarına bunu gönderemeyeceğini ısrarla ifade etti. Sonrasında babamın dostlarına bu eğlenceli davetiye giderken, annemin çevresi için bundan ayrı, bana kalırsa gayet silik, allı - güllü olanları bastırıldı ve taraflara ayrı ayrı gönderildi... Lakin aradan yıllar geçtikten sonra hatırladığım annemin tercih ettiği sıradan olan değil de bu ‘Ham meyvayı kopardılar dalından aman’ davetiyesi...

Çizgi kahramanlar arenasındaki sarı – lacivert karakterlere yer verdiğim yazıyı şöyle noktalamışım: Bu başlık devamlı güncellenir, buraya yeni yeni karakterler eklenir kanımca... Çünkü bir gün herkes Fenerli olacak :) Nitekim öyle de oldu... Sarı ve kırmızının birlikteliğine alerjik tepki veren bünyeler için vakti zamanında Samim Utkun üstadımız aşağıdaki Zagor reçetelerini hazırlamış... Şimdi mühim soruya geldi sıra: Acaba sarı – lacivert kostümlü sayıların tirajı daha mı fazla oldu :)

Bazen bir akrabanızın fotograf albümlerini karıştırırken bebekliğinize ait hiç görmediğiniz bir kareye denk gelirsiniz ve farklı bir keyif yaşarsınız ya, ben de buna benzer bir mutluluk yaşadım geçenlerde... Birkaç gün önce Engin (nam-ı diğer V) dostum Conan arşivini karıştırırken Alfa Yayınları'ndan çıkan Conan'ların okur mektupları köşesine 15 yaş toyluğuyla yazdığım bir mektubuma rastlamış ve tamamen aklımdan çıkmış bu mektubu Altın Madalyon Çizgiroman Forumu’nun Hatıralar başlığında paylaşmış... Conan Yeni Maceralar Dizisi #158 - Okur Mektupları Sayfası Hemen akabinde Tarkan (nam-ı diğer yunusmeyra) dostumuz o günleri öylesine güzel özetlemiş ki noktasına virgülüne dokunmadan buraya aktarıyorum... ‘Özgür bugün dahi tartışılan pek çok konuya değinmiş o senelerde..ilginç olan bir şey var: çizgi roman üzerine tartışmalar,fikir alış verişleri ayda bir ve mektup köşesinin sınırlarında dahi olsa o zamanda -hem de forum tadında-yapılabiliyormuş bunu görüyoruz..Özgür&