Kayıtlar

Şubat, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tek Kollu Haydut

Resim
Milliyet’in defalarca bastığı, haftasonları gazete eki olarak verdiği Red Kit’in ‘Tek Kollu Haydut’ albümünü en az bir kere okumuşuzdur. Bu hikayeyi YKY’nın o çok beğendiğim özenli baskısıyla yeniden okumaya, kimin yazdığına hiç dikkat etmeden başlamışım... Daha albümün ilk sayfalarında Red Kit ve Düldül’ü devrim niteliğinde bir tartışmanın içerisinde yakaladım: Düldül’ün ‘neden her zaman atın kovboyu taşıdığını’ sorgulaması, bunun üzerine bu roller ikileminde kimin kimi taşıyacağı kararını zar atmaya bırakmaları, devamında zar atmada kendine çok güvenen Red Kit’in Düldül’ü sırtlamış götürürken gösterildiği kare. Hemen peşisıra hikayenin isim babalığını yapan kumar makinesinin mucidleri Adolph ve Arthur Caille kardeşlere eşlik etmek üzere Red Kit'i ikna etmeye çalışan belediye başkanına kahramanımız ‘Ben aslında kumardan hoşlanmam’ dedikçe Düldül’ün dışarıdan gelen alaylı kişnemeleriyle kendini kaybeden, tehditler savuran Red Kit... Müthiş eğlenceli bu birkaç sayfayı y

Batman - Judge Dredd Files

Resim
Batman'i nasıl bilirsiniz? Acımasız... Sert... Karanlık... Ölümcül... Adamcağızın günahını alıyorsunuz. Batman’i sert ve karanlık olarak niteliyorsanız, bu değerlendirmenizi bir gözden geçirin derim. Judge Dredd’in suçlu-suçsuz algılamasıyla ve adaleti uygulamadaki yöntemleriyle kıyaslandığında Batman melek gibi kalıyor. Peki kimdir bu Judge Dredd? Hemen aklınıza Sylvester Stallone’nin oynadığı 1995 yapımı çizgiroman uyarlamasının geldiğini tahmin ediyorum. Imdb puanı oldukça düşük (4.9/10) olan bu film, Judge Dredd hayranları tarafından da özellikle Judge Dredd rolündeki Sylvester abimizin yüzünü göstermesi sebebiyle aforoz edilmişti ki bildiğim kadarıyla Judge Dredd’in dudakları ve çenesi haricinde siması Acun’un Hamdi Bey’i gibi okuyucu için hala bilinmezdir. Judge Dredd, 22. yüzyılın devasa şehirlerinden Mega-City One’da bir düzen sağlayıcı... Suçluyu yakalıyor, suçunu belirliyor, cezasını veriyor. Yani hem polis, hem savcı, hem de hakim... Zevk ve ke

Kızılderili İntikamı...

Resim
Gian Luigi Bonelli’nin yazdığı, Giovanni Ticci’nin resimlediği tek sayılık bir öykü 'Kızılderili İntikamı'... Adının duyulması için acımasız bir katliamdan çekinmeyen, ün peşinde bir albay... Bu hırs uğruna yokedilen bir kızılderili köyü, genç yaşlı, çoluk çocuk demeden katledilen insanlar... Biri haricinde yaşanacak katliama itiraz dahi edemeyip, sadece verilen emri uygulamakla yükümlü olduğunu düşünen subaylar... Son anda albayı fikrini değiştirmese askeri mahkeme korkusuyla katliamdan sağ kurtulan birkaç esiri kurşuna dizme emrini de acımasızca verebilecek az evvelki itirazcı yüzbaşı... Kızılderililerin intikam duygularının tatmin olacağı iddiasıyla!!! Gece Kartalı’nın diğer şefleri ikna ettiği bir plan... Öyle bir plan ki yaşanacak onca çatışmaya rağmen kızılderili savaşçıların kesinlikle ordu mensuplarından herhangi birisinin kılına bile zarar vermemek üzere emir aldığı ve işin ilginci bunu becerebildikleri, sadece ordunun muhimmatının yok edildiği... Bu imkansız pla

İşyerine Zagor Tişörtüyle Gitmek...

Resim
Çalıştığım firmada cumaları serbest kıyafet uygulaması var. Ben de bu serbestliğin sınırlarını denemek maksadıyla en son göğsünde kocaman Zagor amblemi olan kırmızı tişörtümü giyerek şirkete gittim. Hani kurbağa ve kaynar su hikayesi vardır ya, kurbağayı bir anda zıplatmamak için tişörtün üzerine geçirdiğim fermuarlı hırkanın yavaş yavaş önünü açmaya başladım... İlginç olan belki 10 kişinin, sadece üçte birinin gördükleri amblemi tanıyıp... - Vay Zagor n’aber! Bana diyorsan, Zagor değil dostum Pizagor, ama henüz kendi logom yok... Ya da... - Örümcek Adam değil mi bu! ??? Bir nevi, Örümceğimizin ağları ve gökdelenleri, Zagorumuzun sarmaşıkları ve ağaçları var... Ya da... - Bir zamanlar amma da Teksas, Tommiks okurdum! Yine okuyabilirsin, emin ol Muhteşem Yüzyıl’dan veya Kavak Yelleri’nden daha keyif verici... Ya da... - Hala yayınlanıyor mu bunlar? Oooo, artık bir sürü çizgiromanevimiz var, 2000 – 3000 kişi bu piyasayı döndürüp duruyoruz. Al ver ekonomiye can v

Bir Zamanlar 'Comics' Aldığım Yerler

Resim
Çok zaman geçmiş... Dünya Kitabevi'nin küçük bir dükkanı vardı Kadıköy pasajında, hemen girişte, bugünkü çizgiroman pazarının kalbinde. Ya da bu kitabevi, Dünya Kitabevi üzerinden kitap getiriyordu. Çünkü kitaplarının üzerinde Dünya Kitabevi etiketi olurdu ve fahiş fiyattan yabancı yayınlar satardı. Hiç unutmam seneler evvel pasajın içinden geçerken vitrininde bir Incredible Hulk fasikülü görmüştüm. O an duyduğum heyecanı anlatamam. Nasıl heyecanlanmam, ilk defa ülkemde comics satıldığına tanık oluyordum. Hemen içeriye daldım. Bir yandan büyük bir keyifle sayfaları karıştırırken, bir yandan bu incecik fasiküle bu para verilir mi diye bir muhasebe içerisindeyim. En sonunda o kitaba sahip olma dürtüsü baskın gelmişti ve almıştım... Tıpkı buldukça paraya kıyıp daha başkalarını da aldığım gibi... Şimdi o kitapçı asker malzemeleri satan kişiliksiz, özelliksiz bir dükkana dönüşmüş... Koleksiyonumun ilk 'comics'i Ortaokul – lise dönemimde ise Akmar pasajının üst katınd

Çizgi Karakter Dostum...

Resim
Üniversiteden mezun olana kadar (muhtemelen daha sonra yüksek lisans sıralarında da) fermuarlı üzerinde Alf resimleri olan yeşil bir kalemkutuyla okula gelen bir insan... Pötikare şortun altına giydiği siyah çoraplarla elde ettiği şıklığı lacivert ceyo terliklerle tamamlayan bir ikoncan... Zekayla, tanımlayamadığım bir garipliğin tarifsiz karışımı... Konuştuğunuzda Tenten, lakin doğal ortamında Kaptan Haddock, hatta bazı bazı Dupond ya da Dupont... Ama illaki de Frankofon... Sanki Frankofon bir çizgiroman albümünden fırlamış karikatürize bir kişilik... İyi ki seni tanımışım Şölen dostum, bana çizgiroman karakterlerinin gerçek hayatta da her an karşıma çıkabileceğini müjdeliyorsun :) İkoncan bir dostum :)

NTV Yayınları’na Çağrı!

Resim
CNBC-e kanalında gösterilmeye başlanacak olan Phantom dizisinin reklamını, biz çizgiroman okurlarının alıştığı ve sevdiği Kızılmaske adıyla hem de zamanında Tay Yayınları’nın kullandığı yazı karakteriyle yapılması beni çok sevindirdi. NTV yayın grubundan çıkan çizgiromanlardaki albüm tercihleri için çok şey söylenebilir ama kitap kalitesine çizgiroman sevdalıları olarak tek bir sözümüz olamaz. Klasikleri çizgiroman olarak okumaktan açıkçası çok fazla keyif alamasam da çizgiroman senaryolarının özgün doğasına daha yakın olan polisiye klasiklerinden uyarlanan çizgiroman albümlerini zevkle okuduğumu belirtmeliyim. NTV Yayınları’nın illa ki gündeme aldıkları, yayınlayacakları, öngördükleri format vs. ile ilgili danıştığı değerli insanlar vardır. Ve fakat NTV yayın grubu olarak çizgiroman yayınına devam etmeyi düşünüyorlarsa, hatta bir atılım yapmayı arzuluyorsa, Kızılmaske’yi ve Mandrake’yi o çok beğendiğimiz kaliteleriyle (ve boyutlarıyla) birer arşiv dizisi olarak Türk çi

Batman – The Long Halloween

Resim
Yağmurlu bir Pazar gününün en güzel tarafı, evde oturup sabahtan akşama kadar çizgiroman okuyabilme lüksüdür... Ben de öyle yaptım, yaklaşık 2 yıldır kitaplığımda tuttuğum bu albümün sayfalarına daldım, ‘The Long Halloween’ın... Superman – Tüm Mevsimler’den tanıdığımız yazar Jeph Loeb ve Tim Sale ikilisinin Batman için yaratılarından biri olan The Long Halloween kara film tadındaki senaryosuyla çeşitli kaynaklarda en beğenilen ilk 5 Batman hikayesi arasında gösteriliyor... Editör Archie Goodwin’in Loeb'e sorduğu iki soru bu güzel hikayeyi ortaya çıkarmış: Neden bir film noir hikayesi olmasın? Frank Miller’ın Batman: Year One’da karşımıza çıkardığı ‘The Roman’ karakterine acaba ne oldu? Bu noktadan hareketle Jeph Loeb ‘The Long Halloween’i Batman’in ilk dönem hikayelerinden birisi olarak tasarlamış... Kanunu çeşitli şekillerde temsil eden 3 farklı gücün, polis şefi Jim Gordon, Batman ve bölge savcısı Harvey Dent!!!’in ‘The Roman’ın suç örgütünü yoketmek iç