Kayıtlar

Şubat, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Conan by Dark Horse

Resim
Kontrolünü yitirmiş, bodoslama giden biriktiricinin makus kaderidir çizgiromanlarını raflarda seyretmekten bir türlü eline alıp da okuma, panellerin gerçek tadını alma safhasına geçememek. Biriktiricilerin bu cinsi asla yetişemezler aldıklarına. Söz konusu uzun soluklu maratonda okunmamış çizgiromanlar yığını gerçek bir istikrar abidesidir, her geçen hafta arayı açar. Bu durum aslında psikolojik bir sorun olarak da değerlendirilir: halk arasında pek bilinmez ama teknik olarak bibliyofili (kitap sevicilik) olarak adlandırılır. Çoluğun çocuğun rızkını çizgiromana yatırmak gibi ileri safhalarında uzman desteğine başvurulması gerekli olabileceği gibi, aniden gelen 'Ben ne yapıyorum böyle yahu!!!' aydınlanması da bu bağımlılığın aşılmasında etkili olabilmektedir... Kıdemli bir çizgiroman bağımlısı olarak benim de yayınlandıktan anca on sene sonra okuyabildiğim bir seri oldu Lal'in Dark Horse Conan fasikülleri. Döneminde tanıklık etmek, bilgi ve bundan hareketle fikir sahibi ol

Nord vs. Powell

Resim
Cary Nord tartışması Lal'in Conan fasiküllerinin okur mektupları köşesinde iki yıldan uzun sürmüş, Conanperverler arasındaki görüş ayrılıkları ve kutuplaşma had safhada ve biraz da saygısızca yaşanmış. 'Buscema'cı kitle Nord'u yerden yere vururken, yenilikçiler Nord'a kol kanat germiş. Nord'un ne düşük ücreti sebebiyle işi kapması kalmış, ne rezil çizgisi, ne anatomi bilgisi yoksunluğu. Diğer taraf ise 'Big John'un hakkını teslim ederken Nord'un çizimlerinden de keyif almaya bakmış, çizeri savunmuş... Lakin sanıyorum bu tartışma 28. sayının ötesine geçmemiştir. Bu sayıda çizer hanesinde ismini gördüğümüz Erik Powell Conan'ı öylesine farklı ve hazmı zor yorumlamış ki (misal üç harflileri resmetmede referans alınabilecek aşağıdaki panel) 'Buscema'cı Conanperverlerin o sayı itibariyle Nord'a bakış açısı farklılaşmıştır sanıyorum... Bu arada ben de Nord'un Conan serisinde oldukça iyi bir performans sergilediğini düşünüyorum,

Ciyara...

Resim
Ciyara... Conan’ın hayatına giren kadınların arasında farklı bir yere konumlandırmak gerekiyor kendisini. Conan’la bunca sıkı fıkı teşrik-i mesai yaparken ‘sırf ders verme amaçlı’ araya başka bir erkeğin alınması da bu önermemin dayanağı. Conan’ın alışageldik – sıradanlaşmış – kabullenilmiş bir kaçamağına aynı şekilde karşılık veren bir başka kadın hatırlayamıyorum... Peki süreç ‘kuledeki güzel’den bu noktaya nasıl gelmiştir, bir bakalım... Dark Horse'un 24. fasikülünde başlayan Kurt Busiek imzalı bu hikaye Conan’ın henüz yirmi bahar görmediği bir döneminden, hırsızlar kenti Zamora’daki zamanlarından. Kent geleneğine uygun olacak şekilde kariyerini hırsızlıkla çeşitlendirmeye çalışan Conan da şehrin ahalisi arasında hafiften tanınan bir simaya dönüşmektedir. Ancak bir kusuru vardır; hırsızlık maceralarını meyhanelerde yudumladığı içkisine bağıra çağıra meze yapmaktadır. Bu hareketi ise kent asayişinden mesul görevlilerin dikkatini üzerlerine çekme babında diğer hırsızlarca hoş ka