Pizagor ve Deli Saçmaları!

Neyse ki kıyamet senaryoları tutmadı da 2013’ü görebileceğiz :) Mutlulukla dolu, bol ve 'ucuz' çizgiromanlı bir yıl geçirmeniz dileğiyle... Teks'ten yeni yıl mesajınız var!

Morbius The Living Vampire #1 / Skottie Young

X-Men Legacy #1 / Skottie Young

Sizinle, bir süredir kafamı meşgul eden bir düşüncemi paylaşmak istiyorum. Bu düşünce aklıma sizin türünüzü sınıflandırmaya çalışırken geldi ve anladım ki sizler aslında memeliler sınıfına dahil değilsiniz. Bu gezegendeki tüm memeliler, yaşadıkları çevre ile içgüdüsel olarak bir denge kuruyorlar. Ama siz insanlar öyle değilsiniz. Bir bölgeye yerleşiyorsunuz ve çoğalıyorsunuz, tüm doğal kaynakları tüketene kadar çoğalıyorsunuz. Canlı kalabilmenizin tek yolu başka bir bölgeye yayılmak. Bu gezegende bu şekilde yaşamını sürdüren bir organizma daha var. Ne olduğunu biliyor musunuz? Virüsler. İnsanlar hastalıktır. Bu gezegenin kanserleri. Sizler vebasınız. Ve bizler de bunların ilacıyız... İnsan ne kadar tuhaf bir yaratık! İnanılmaz adaptasyon yeteneğiyle hayran olunası... İlk sevişmelerini yaşadığı, artık kar buz altındaki o koydan geçerken kahramanımızın ifadesindeki o rahatlıkta, sanki o günden bugüne çok şey oldu ama hiçbir şey olmadı akıcılığında hissettiriyor kendini bu

Üstadların üstadı Frazetta 1973 senesinde bir efsane yaratır: Death Dealer... Bu savaşçı daha sonra kendine albüm kapaklarında, romanlarda, heykellerde, çizgiromanlarda yer bulur, hatta Amerikan ordusuna maskot bile olur... Seneler sonra 2005 yılından bu Hulk kapağında adeta kendine yeni bir beden bulur Death Dealer... Böylesine büyük bir ismin izinden giden Lee Weeks ve Edgar Delgado ise ne haddimize der gibi kapaklarına ‘Frazetta’dan özür dileyerek’ (Apologies to Frazetta) notunu ilave etmeyi ihmal etmez...

Savage Wolverine #1 / Skottie Young

Young Avengers #1 / Skottie Young

Uncanny X-Force #1 / Skottie Young

Avengers Arena #1 / Skottie Young

İlk çizgiromanlarımdır Kervan Yayınları'nın Asteriks albümleri, bende yeri ayrıdır...

Amerikan büyüklerinin ve hatta bağımsızlarının hızlandığı, zamanında vazgeçilmiş olan İtalyanların yeniden denendiği, manga gibi daha önce kendine yer bulamamış bir türün en üst düzey örneklerinin ardarda raflara dizildiği, kılıçlı – Osmanlı tokatlı yiğitlerimizin yeniden akıllara düştüğü, her akımdan yepyeni kahramanların okurun önüne konulduğu, yani kısaca çizgiroman çeşitliliğinin tavan yaptığı ve çizgiromanevlerinin derinlerden daha görünür – daha büyük – daha pahalı yerlere çıkmaya çalıştığı bir dönemden geçiyoruz... Pekiyi bu beklenen Altın Çağ mı? Türün meraklıları artıyor mu? Çizgiroman piyasasında el değiştiren para artıyor mu? Artıyorsa bu çizgiroman okur sayısının çoğalmasından mı kaynaklanıyor yoksa mevcut okur kitlesi her geçen gün cebinden biraz daha fazla bir para mı çıkarıyor? Çizgiromanı genel manada ne bekliyor? Bu ve benzeri sorulara yanıt aradığım ve peşinen söyleyeyim pesimist bir yazı olacak bu! Okur sayısı artıyor mu, önce ona bi

Chris Giarrusso’nun Image Comics kapaklarına devam... CBLDF Liberty Annual 2012 Spawn - Chris Giarrusso variant cover Bloodstrike #32 - Chris Giarrusso variant cover Chew #29 - Chris Giarrusso variant cover Morning Glories #23 - Chris Giarrusso variant cover The Walking Dead #103 - Chris Giarrusso variant cover

Henüz bir ismi var mı bilmiyorum ama Image Comics de benim toddler akımı diye adlandırdığım modaya uymuş... Chris Giarrusso, en eskisi 20 senelik olan Image serilerinin ilk sayı kapaklarını çocukça yorumlayarak yeni sayıları için müthiş keyifli alternatiflere imza atmış... Invincible #98 - Chris Giarrusso variant cover Youngblood #71 - Chris Giarrusso variant cover Witchblade #161 - Chris Giarrusso variant cover Savage Dragon #183 - Chris Giarusso variant cover Cyber Force (Vol4) #1 - Chris Giarrusso variant cover 

Bitmeyen kavga: Powerhouse vs. Dragon Savage Dragon serisiyle alakalı ilgimi çeken birkaç ayrıntı: Savage Dragon bu ay 183. sayıya ulaştı ve bu sayının kapağında da belirtildiği üzere Savage Dragon yirminci senesini deviriyor. Değil yirmi, ellilerini – altmışlarını deviren seriler gördük görmesine de peki şuna ne dersiniz: Erik Larsen bu 183 sayıyı bizzat kendisi yazdı ve çizdi ki bu comics alemi için alışılmadık bir durum! 1992 senesinde yayınlanan 3 sayılık çıkış mini serisini de düşünürsek 20 küsur senedir Savage Dragon’u tek başına götürüyor. Bu arada Marvel’a falan da iş yapmaya devam ediyor... Savage Dragon’un ilk 106 sayısının balon yazılarını hazırlayan Chris Eliopoulos ve renklendirmeyi yapan Reuben Rude da aynı kalmış, hiç değişmemiş. Comics’de kadroların yılda bir değişmesini takip eden biri olarak bu uzun birliktelik de inanılmaz... Chris Eliopoulos, Erik Larsen’i çizgiromanı delicesine seven ve çizgiromandan başka birşey düşünmeyen birisi olarak resmediyor S

Savage Dragon’un 2003 senesinden bir fasikülüne geldi sıra ve ilk sayfada karşıma George W. Bush çıktı. Daha önceki fasiküllerde gerçekleştiği üzere Herakles, Thor gibi Pagan tanrıların kendilerini ölümlülerden soyutlayarak yerleştikleri God World yok olduğunda tanrılar dünyaya geri dönmüş ve ABD üzerinde kendilerine yarattıkları, gökyüzünde salınan ve GodTown adını verdikleri görkemli kentte insanlara hiç bulaşmadan yaşamaya başlamışlardı... Lakin bu noktada fanilere ilişmemek yeterli olmayacaktır, bilakis insanlar pagan tanrılara rahat vermek niyetinde değildir. Çünkü Efendi Bush, GodTown sakinlerinin kitle imha silahı 😊 olabileceğini söyleyerek buraya saldırmak istemektedir. O zamanın hatta bugünün çok satan ‘kitle imha silahlarına sahip olma’ söylemini okuyunca yerlere yattım... Bu arada Amerikan bayrağını andıran kostümüyle bir nevi Savage Dragon evreninin Kaptan Amerika’sı olan Super Patriot (Süper Vatansever), isminin tam zıttı olacak şekilde tüm seri boyunca sergile

Erik Larsen, Savage Dragon’un 102 – 103 numaralı fasiküllerinde bu sefer de Stan Lee ve Jack Kirby’nin Fantastik Dörtlü’nün Galactus ile ilk karşılaşmalarının öyküsünü ele almış ve bunu Dragon evreninde yeniden yorumlamış... Savage Dragon’da DC’nin multiverse kavramını yoğun olarak kullanan Larsen’in kurgusu ise şöyle: Marvel’in Galactus’unun yerini alan Devourer Of Worlds ve Silver Surfer’ın muadili, aynı ağdalı dil ve aynı power cosmic ifadeleriyle konuşan haberci Mother Mayhem, Dragon’un o sırada yaşadığı evrendeki dünyayı ve ilk 75 sayının geçtiği temel evrendeki dünyayı tehdit eder (Yaşasın multiverse, iyi ki varsın!). Hikayenin sonunda temel evrenin dünyası Devourer Of Worlds tarafından yokedilirken, alternatif dünyada saçma bir matraklıkla, daha önceki fasiküllerde gerçekleşen Marslıların dünyaya saldırısından hatıra kalan küçültücü ışın silahıyla normal boyutlara indirdiği Devourer’i Dragon tek yumrukla yere serer ve Vanguard’a (ki bu da Marvel’den bildiğimiz İzleyici benz