İçinden Çizgiroman Geçen Roman: Kara Kule - Çorak Topraklar
Hata insan tabiatının bir parçası.. Yazarlar da insan en nihayetinde, Stephen King de.. Kutsal ilham anlarında yakaladığı iyi fikirlerle (ki ezici çoğunluk bu duruma tekabül etmekte) birlikte kötüleri de olacaktır. Sanırım üstatlık denen meziyet bu kötü fikrin sonuçlarını önceden görmekten ve sonrasında ya bunu yeterli olgunluğa eriştirene kadar (gerekiyorsa mezara kadar) beklemekten ya da doğrudan çöpe atmaktan geçiyor. Ve üstat Kara Kule ile bu çerçevede benim bakış açımla ilk darbesini alıyor. King bir gençlik hatası olarak yine gençliğindeki ilhamıyla ölü doğmuş bir fikre ve kurguya delice tutunuyor, bırakmıyor, vazgeçmiyor.. Stephen King gibi üretken bir yazın dehasının bile, serinin ilk kitabı Silahşör’ün önsözünde dile getirdiği üzere ‘yaratacağı bu yeni dünyanın vahşi batı tadında olacağı’ fikrine sarılması, ‘eskimolara buzdolabı satacağına, her iglooya bir klima sokacağına’ inanmanın iyi bir örneği diye düşünüyorum. Bu fikirle yola çıktığı Kara Kule evreni, sonrasında gele