Kayıtlar

Mayıs, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İçinden Çizgiroman Geçen Roman: Sıdıka

Resim
Birkaç gün önce aklıma düşürdü çizgiroman dostum sevgili Hayalkahvem. Atilla Atalay diye yazmış, son kitabından kendine dair kısacık bir anekdot aktarmıştı ve bu da Sıdıka'nın ilk sayfalarını çevirmeme giden sürecin fitilini tutuşturmuştu... Atilla Atalay üniversite yıllarımda kalmış bir yazar. Mizah dergilerinde 'Sıdıka' karakteriyle tanımıştım yazarı, sonra da kitaplarında o acıtan, kalp ağrıtan tarafına tanıklık etmiştim. Devamında da bir müptelalık hali hasıl olmuştu. Hemen hemen her seneye bir adet sığdırdığı o yeni kitabının hazırlık aşamasında olduğu haberinden raflardan çekip aldığım o sahiplenme  anına kadarki sürecini merakla takip eder olmuştum. Ki o yılların internet yoksunluğunu düşününce bu takip şimdiki gibi applikasyona birkaç kelime girmek şeklinde değildi; belirli bir seviyede merak, belirli bir düzeyde kulağı deliklik gerektiriyordu. Bazen derginin bir köşesinde kendine yer bulan bir müjde ya da gazetenin tekinin haftasonu kitap ekinde ufak bir h

Herif 😳

Resim
1985 senesinden kalma ROM'larımı okurken karşıma çıkan bir panel... Galactus'un üstten bakan, ziyadesiyle elit, karşısındakinin kendisini böcek gibi hissetmesine neden olan tavır ve söylemine taban tabana zıt bir konuşma balonu... Oysa Galactus'u ucundan kıyısından azıcık dahi tanıyan çizgiroman okuru bilir ki zat-ı alileri herhangi bir aşağılık canlıya herif diyecek kadar alçalmaz, gerekiyorsa yerine bunu söylemesi için hemen oracıkta yeni bir kozmik varlık vücuda getirir... Bunu da dönemin ruhuna uygun çeviriler heybemize katalım...

İçinden Çizgiroman Geçen Roman: Kıyamet Polisi

Resim
Kıyamet yaklaşıyor. Alegori değil bu kıyamet. Somut. Gerçek. Gününe, saatine kadar belli. Geri sayım sekmeden devam ediyor. Umut yok. Ve bu durum hikayenin arka planında kalan bir ayrıntı sadece. Sanırım ‘Kıyamet Polisi’ni ilginçleştiren de bu ayrıntıda bırakılamayacak kadar belirleyici mutlak gerçeğe 'rağmen' hali... Kıyamet yaklaşıyor, Maia geliyor. İlk fark edildiğinde teğet geçeceği söylenen o koca asteroidin günler geçtikçe çarpma olasılığı yükseliyor ve bir noktada mutlaklaşıyor. Bu da bilinen dünyanın sonu demek; insanlara söylenen insanlığın yarısının çarpışmayla ve sonrasında oluşacak ne kadar süreceği kestirilemeyen karanlıkla yok olacağı. Kimin ölüp kimin hayatta kalacağı belirsiz... Çarpışma olasılığı yükselirken insanların yönelimleri de değişiyor elbette. Kimi duada umut ararken, kimisi de dünyevi zevklerin, ertelenmişlerin peşine düşüyor. Kalan şu son birkaç ayda en masumundan en karanlığına arzularını gerçekleştirmek üzere insanlar işlerini bırakıyor