Kayıtlar

Mayıs, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İlk Temas...

Resim
Çizgiroman sevdalısı olduğumu bilen dostlarım ara ara sorar ‘bu işe nasıl bulaştın, ilk okuduğun çizgiroman neydi?’ vesaire diye. Yanıtlayayım... Asteriks - Galya Kalkanı - Kervan Yayınları Çizgiroman kesinlikle ilk aşkımdı... Tam hatırlayamıyorum, ya okula başlamak üzereyim ya da okumayı yeni yeni söküyorum, bir ziyaretimiz sırasında amcam bana bir Asteriks albümü hediye etti. Ama ne Asteriks! Kervan Yayınları’ndan çıkan, Halit Kıvanç’ın çevirisini yaptığı, kalın kapaklı, renkli, güzel mi güzel bir kitap. Tabi o zamanlar sadece çizim odaklıyım. İşin Kervan Yayınları kısmıyla, Goscinny’nin dehasıyla, Uderzo’nun stiliyle çizgiroman kültürü babında ilgilenmiyorum, çevirmen aslında Halit Kıvanç değilmiş de ismini kullanmışlar, yok yok oymuş mevzuları umurumda değil. Hatta Akvaryum ve Toplantıyum garnizonlarındaki kelime oyunlarını bile fark edebilecek durumda değilim. Benim için varsa yoksa o yuvarlak, koca burunlu, sevimli karakterler, Asteriks, o zamanki (ve hep hatırl

Kick-Ass...

Resim
Kick-Ass ‘Hafızayı beşer nisyan ile maluldür’ der ya eskiler, bu maluliyetin yoğun mağdurlarından olan ben de şu sıralar, bir yandan Kick-Ass albümünü yeniden okurken bir yandan da hikaye neden bu kadar seviliyor diye düşünüyorum... ‘Tüm zamanların en iyi süper kahraman çizgiromanı’ olarak lanse edilmesi biraz iddialı olsa da Kick-Ass için en iyilerinden birisi demek yanlış olmaz. Öncelikle şunu netleştirmek gerekiyor: Bir süper kahraman çizgiromanı mı bu? Kick-Ass karakteri özelinde düşünürsek değil. Ancak... On yaşında bir bebenin, ne kadar iyi eğitilmiş olursa olsun, bir suç lordunu ve çetesini kılıçtan geçirmesi en az New York gökdelenleri arasında ağ sağlayan bir kostümlü kadar inanılmaz ve gerçekdışı. Dolayısıyla evet, bu bir süper kahraman hikayesi. Ama süper kahramanı Hit-Girl olan bir hikaye. Yoksa olağan olan, ‘Kıçınızı tekmelemeye geldim!’ diyerek sokak çetelerine dalan sıradan – donanımsız – deneyimsiz birisinin başına gelmesi gerektiği üzere Dave’in her seferi

Yine Spawn, Yine Kapaklara Gönderme...

Resim
Spawn #228 ve Action Comics #1

Avatar

Resim
Bu yazıyı fi tarihinde Altın Madalyon Çizgiroman Forumu’nda kaleme almıştım. Neme lazım, kaybolursa üzülürüm... Naviler -Avatar Bayılıyorum Holywood usulü toplum mühendisliğine... Önce zulmeden tarafında sağlam bir duruş, devlet destekli Holywood filmleriyle yaratılan önyargılar, dogmalar ve yalanlar dünyası. Sonrasında yavaş yavaş uyanan topluma günah çıkarma tadında pazarladıkları ve toplumun keyifle yutabileceği ‘Bak aslında bunlar mazlumdu...’ lokmaları. Örnek mi! Alın size Vietnam filmleri ya da westernler... Bir dönemin evcilleştirilmesi gereken cahil vahşilerine karşı mücadele eden kahraman asker, bir de bakmışsınız senaristler eliyle yıkım kültürünü dayatan beyaz adamın çıkarı için katliamlar yapan aşağılık bir karaktere dönüştürülmüş... Toplumu şekillendirmede aklıma gelen uç örneklerinden biri Tommy Lee Jones ve Samuel Jackson ikilisini biraraya getiren 'Rules Of Engagement' (Vur Emri), daha doğrusu filmin sonlarına doğru olan sahneler... Çıkarlar

Spiderman in ‘The Trap’

Resim
Tamamen aklımdan çıkmış... Bir zamanlar comics fasiküllerinde çizgi kahramanların yer aldığı, günümüz jargonuyla ürün yerleştirmeli tek sayfalık reklam maceraları olurdu... İşte, Uzay Şövalyelerinin en büyüğü Rom’un 1980 tarihli orijinal 7. fasikülünde karşıma çıkan 'Örümcek Adam'lı reklam...

Vahşi Kartlar'dan Süper Kahraman Kayıt Yasası'na...

Resim
Vahşi Kartlar - George R. R. Martin ... hayal edilemeyecek kadar korkunç, birçok açıdan Belsen’de gördüklerimizden çok daha kötü. Bu bilinmeyen patojenden etkilenen on kişiden dokuzu korkunç bir şekilde öldü. Hiçbir tedavi fayda etmedi. Hayatta kalanlar da pek şanslı sayılmaz. Onlardan onda dokuzu da, henüz anlamaya bile başlayamadığım bir süreçle başka bir şeye –bazen insanla uzaktan yakından alakası olmayan bir şeye- dönüştü. İnsanların suratlarının galvanizli plastikle kaplandığını, çocukların boyunlarından ekstra kafalar çıktığını gördüm... Daha fazla devam edemeyeceğim. Ve en kötüsü de, hala hayatta olmaları. Hala hayattalar Mac! En garibi de, hayatta kalanların yüzde onu, yani hastalığa yakalananların yüzde biri... Bunlar çoğunlukla hiçbir değişim belirtisi göstermiyorlar. Ama onlar da –ancak ‘güç’ olarak adlandırabileceğim- bir takım yetenekler kazanıyorlar. Normal bir insanın yapamayacağı şeyler yapıyorlar. Bir adamın V-2 roketi gibi gökyüzüne yükseldiğini, sonra da bir dön