Pizagor ve Deli Saçmaları!

Enayiyim ben!!! Neden mi? Son 1 sene içerisinde: 1001Roman kendi satış sitesi İkmal İstasyonu üzerinden deposunda bekleyen en eskisi 2, bilemediniz 3 senelik çizgiromanlarını müthiş indirimlerle sattı! Greystorm – Caravan gibi setler komik rakamlara alıcılarını buldu. Çıkar çıkmaz almasaydım da bekleseydim 1 sene sonra bana maliyetinin yarısına alacaktım... Hoz Comics kendi satış sitesi Binkunduz’da kendi kitaplarını güzel indirimlerle sattı, halen de satıyor! Teksas – Tommiks – Swing – Örümcek Adam setleri neredeyse yarı fiyatına gidiyor. Bekleseydim acayip karlı olacaktım... Lal’in Zagor – Martin Mystere – Mister No KM’lerinden geniş bir yelpaze ve Conan ciltlerinin topu birden 10TL’den satışa çıktı! Sabretseydim yine karlıydım, hep kardaydım... Son 2 fuardır Gerekli Şeyler kendi standında %50 indirim yaptı. Ben niye alelacele gidip Gerekli’nin albümlerini aldım ki! Bekleseydim... Yine aynı terane... Marmara Çizgi de yine aynı şekilde %50’ler dolayında

Cable and X-Force #1 / Skottie Young

Thunderbolts #1 / Skottie Young

Captain America #1 / Skottie Young

FF #1 / Skottie Young

Indestructible Hulk #1 / Skottie Young

 Marvel Now! Point One #1 / Skottie Young

Iron Man #1 / Skottie Young

Red She-Hulk #58 / Skottie Young

Deadpool #1 / Skottie Young

Thor God Of Thunder #1 / Skottie Young

A+X #1 / Skottie Young

Uncanny Avengers #1 / Skottie Young

Fantastic Four #1 / Skottie Young

All New X-Men #1 / Skottie Young

Henüz Savage Dragon ortalarda yokken ve Dragon hikayelerinin diğer karakterleri (Super Patriot hariç) hala kısa pantolonlarla dolaşıyorken Super-Tough ve yancısı Young-Tough vardı... Hikayeleri ise çok kısaca şöyle: İkili, büyük düşman Darklord ile yaptıkları son savaşta Nega-Bomb’un patlamasıyla ayrılır. Patlamanın etkisiyle Darklord ve Super-Tough yokolur, Young-Tough ise yüzünü neredeyse kaplayan bir yara iziyle kurtulur. Kurtulur kurtulmasına ama bu deneyim, hayatının geri kalanında yaşadığı yalnızlık ve belki de en önemlisi koçsuzluk onu Mace’e, acımasız bir caniye dönüştürür... Peki Super-Tough gerçekten ölmüş müdür? Tabi ki hayır! Biliyoruz ki ‘comics’te ölüm geri dönülebilen bir yolculuktur ve her süper kahramanın yaşaması gereken bir deneyimdir J Lakin Super-Tough’ın durumu biraz daha farklıdır, o zaten hiç ölmemiştir. Savage Dragon fasiküllerinden öğreniriz ki patlama esnasında Darklord’un zamanda yarattığı geçici yarık onları paralel bir zamana ve evrene taşır

50. sayıda Savage Dragon büyüyle çözünüp buharlaşınca 51. sayıyla birlikte fasiküllerin başlığı Savage She-Dragon'a dönüştü... She-Dragon Larsen'in bu seride yarattığı karakterlerde yapmayı - alıntılamayı sevdiği üzere She-Dragon da bir nevi She-Hulk parodisi. She Hulk’ın biraz daha fazla fıstık, biraz daha az zeki olanı... Savage Dragon ve Savage She-Dragon arasında renkleri dışında herhangi bir bağlantı yok... Zaten Savage Dragon'un kökeninin ne olduğu henüz belli değil (daha 1998 yılının fasiküllerindeyim, belki daha sonra bu açıklanmıştır). Okuduğum kadarıyla, Superman benzeri bir şekilde yanmış bir tarlada polis tarafından bulunuyor. Geçmişini hatırlamayan Dragon Şikago polisine katılıyor ve süper kötülerle mücadeleye başlıyor... Amy Belcher ise doğuştan hastalıklı, sıradan bir kadınken para karşılığı insanlara dokunarak güç veren Creator tarafından Sensation'a dönüştürülüyor... Daha sonra Nixed Men grubuna dahil oluyor ve Nixed Men Savage Dragon

Daredevil : ‘Öyleyse neden üzerine azıcık nizami birşeyler giymiyorsun? Sevgilimin partideki en göz kamaştıran şey olmasını istiyorum!’ Daredevil Black Widow’un poposuna şaplağı indirir... Black Widow : ‘Seni şovenist herif... Ayyyy!’ Daredevil : ‘Hadi bakiyim güzelim, yürü!’ Gözüpek şaplağı indiriyor... ‘Sevgilimin partideki en göz kamaştıran şey olmasını istiyorum!’ derken Daredevil’in kırdığı potlara bir bakar mısınız! Hangisi daha kötü acaba: Kadını şey şeklinde niteleyip aşağılamak mı dersiniz, yoksa cümlenin tamamının taşıdığı benim malım oradakilerin en iyisi olmalı yaklaşımı mı? Bana göre bu cümleye kıyasla o şaplak ve sonrası çok daha yumuşak kalıyor, ‘Matt ile Natasha cilveleniyorlar şunun şurasında!’ deyip masumlaştırıyorum o teması... Maçoluğun milleti yok. Galiba tüm erkeklerin içinde gizli bir maço var ve o maço her an su yüzüne çıkmaya hazır bekliyor... Daredevil’den bahsetmiyorum bu arada! Söz konusu maçolar, Daredevil gibi efendi bir karakt

Şehvet düşkünü kahramanımızın özel yaşamından bir panel... Paneldeki hanım ise bu sefer Savage Dragon’un görev yaptığı Şikago Polis Departmanı’ndan ortağı Alex Wilde... Maalesef gelen telefon iki ortağı göreve çağırıyor...

Mighty Man Savage Dragon oldukça matrak gidiyor... Mesela Mighty Man adında oldukça kudretli, Captain Marvel (Shazam) ya da Sentry benzeri (ama daha çok Shazam) bir kahraman var ve aslında bu karakter sivilde Ann Samantha isminde bir kadın hemşire... Ann Samantha Stevens Hatun bileklerini birbirine sürtünce anlı şanlı delikanlı Mighty Man’a dönüşüyor 😊 İşte Ann Samantha Stevens - Mighty Man dönüşümü... Erik Larsen bütün o bilindik süper kahraman kurgularını öylesine güzel sulandırıyor ki! Onyılların karakterlerini, türün arketip oturaklılığını lego gibi dağıtıp, parçalarından arketipi kopyalayan ama bir o kadar da farklı bir kurgu yaratıyor... Bu arada demiştim ya kadın düşkünü bir kahramanla karşı karşıyayız, Savage Dragon’un hemşire Stevens ile de bir münasebeti oluyor ( zaten kiminle olmuyor ki 😊 ). Bu süreçte Savage Dragon’un endişesi ne olabilir sizce? Tabi ki sevişmenin doruk noktasında Stevens’ın istemsizce bileklerini birbirine vurup Mighty Ma

Image Comics bundan 20 sene önce o günlerin belki de en önemli isimleri olan Todd McFarlane, Erik Larsen, Jim Lee, Rob Liefeld, Marc Silvestri, Jim Valentino, Whilce Portacio ve Chris Claremont'ın o koca koca firmalarını bırakıp yepyeni bir isim altında birleşmeleriyle ortaya çıkmıştı... Gerçi şu anda %5 gibi bir pazar payı ile iki büyüğün oldukça gerisindeler ama yine de çok önemli bir çıkıştı bu bağımsızlık ilanı... Image etiketli ilk çizgiromanlar, Liefeld’in Youngblood’ı, McFarlane’in Spawn’ı, Lee’nin WildC.A.T.s’i raflara çıktığında okurlar tarafından ilgiyle karşılanmış, bir anda %10’luk pazar payına ulaşan Image sektör devi DC’yi yakalamıştı... Bu serilerden biri de Erik Larsen’in Savage Dragon’u idi... Ne zamandır bekleyen 75-80 kadar Savage Dragon fasikülüm vardı, onlara başladım geçen gün... Kadınlara zaafı olan bir kahraman, sanki Darkwing Duck'tan çıkma kötüler, Marvel ve DC karakterlerinin benzerleriyle adeta bir süper-hero parodisi... Er

'Oz Büyücüsü'nü sevmem aslında... Tamamen önyargısaldır bu uzak duruş, esasında ne Frank Baum’un çok satmış (ve halen satan) kitabını okumuşluğum vardır ne de Judy Garland’lı o meşhur müzikal uyarlamasını seyretmişliğim. Bunun temelinde de çeşitli bölümlerine denk geldiğim o film yatıyor zannımca. Müzikal filmleri sevmeyen birisi olarak sanki kitabının sayfalarını çevirdiğimde de notaları duyacakmış gibi hissediyorum. Bir de o kötü kostümler yok mu, özellikle de o teneke adam. Bünyeme nüfuz etmiş o kostümleri kitabı okurken düşünmemek, teneke adamın her bahsi geçtiğinde o huni geçirilmiş kafayı hatırlamamak mümkün mü? Lakin çizgiromanı müjdelendiğinde albüme dair herhangi bir önyargı oluşmadı bende, aksine merakla raflarda yeralacağı günü beklemeye başladım. Yılların önyargısından sıyrılabilmemin temelinde ise bu güzel albüm kapağı ve bilinçaltıma yerleşmiş tiplemeleri silip atacak bu sevimli karakterler yatıyordu... Ana hatlarıyla hikayeye aşina olmayan yoktur herhalde: A