Kayıtlar

Haziran, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Karakter Bozukluğu!

Resim
Ağzından bal damlıyor pek sevgili Amazonumuzun. Pek güzel, pek cesur sözler! Bir o kadar da hayalperest! Diana’nın bu koca koca laflarının maalesef yok gerçek hayatta karşılığı... Ne olduğun gibi ne de olmak istediğin kişi gibi davranıyorsun aslında sevgili okur dostum. Sadece konuşman gerektiği gibi, eğilip bükülmen biat etmen gerektiği gibi,  olman gerektiği gibi   davranıyorsun şu hayatta... Sefilsin kardeşim!!! Reziliz...

Kaybetmeye hazır mısın?

Resim
Diana ile Ares’in - onlarca ehemmiyetsiz konuşma balonunun arasından geçerken durmama neden olan - diyaloğu...

Herkesi sevmeniz gerektiğini söylemiyorum...

Resim
Sevdim bu hatunun tarzını... İdol kahramanın gerçeküstülüğünden koparmış kendini. Olması gerekenin ya da idealin savunucusu değil. Adeta bir 'olduğu kadar, olmadığı kadar' yaklaşımı sergiliyor hayata ve tüm unsurlarına. Ve ayakları yere basıyor bu felsefesinin... Not: Görsel, Yapı Kredi Yayınları (YKY) etiketli Wonder Woman - En Büyük Savaşları albümünden alınmıştır. Söz konusu kitaptan hatırlamak isteyebileceğim bu panelden başka da birşey yok şimdilik. Belki biraz da araya karışmış olan Jim Lee'nin nefis çizgisi olabilir...

Incal: Bir Zaman Hatası...

Resim
İthaki’nin 90’ların sonlarında yayımladığı bir tomar çizgiromandan tekiydi, Alejandro Jodorowsky'nin yazdığı - Jean Giraud'nun  (Moebius)  çizdiği Incal. Ve o tomarın çoğunluğu gibi numunelik bir sayısı çıkarılmış, devamlılığının olup olmaması yayıncı tarafından sorun edilmemişti. Ve Incal, bu topraklarda yirmi seneyi devirmiş her nostaljik eser gibi, hele bir de yarım bırakılmış olmasından mütevellit, kanayan bir yaraydı Türk çizgiroman okurunun yüreğinde. Okurun ağzına bir parmak bal çalınmış, sonrasında da devamı getirilmeyerek büyük kazık atılmıştı! O ne şahane eserdi! Incal nasıl yarım bırakılırdı! Kahrol İthaki’ydi!!! Bense değil ana hatlarını, kaba hatlarını bile çoktan unutmuştum hikayenin. Okuduğumdan aklımda kalan; bilimkurgunun, mistisizmin, siyasi entrikaların hicivle harmanlandığı tuhaf ve distopik bir öykü olduğuydu. Ama yaratıcı ekibin isimlerinin büyüklüğünün etkisinde, bu şehir efsanesinin kendi kendini büyüten cazibesine kapılmış bir halde, ‘Yayınla

İçinden Çizgiroman Geçen Roman: Son Hafriyat

Resim
Onca olumlu yoruma, onca tavsiyeye rağmen nedense Behzat Ç. çok uzun süre kulaklarımı tıkadığım bir karakter oldu. Geçenlerde onuncu yıldönümü nedeniyle yapılan özel baskısıyla yeniden okur gündemine giren ‘Her Temas İz Bırakır’ın, bu yeni farkındalıkla sepetime eklenmesiyle birlikte Behzat Ç. ile tanışıklığımız başladı. Bu kitap hiç beklemediğim şekilde, tabiri caizse, dağıttı beni. Bir yandan girift polisiye vakalar silsilesi, diğer taraftan başkomiserin sorunlu aile ve sosyal yaşamı. Kardeşi Behzat için şöyle diyecekti Şevket bir sonraki kitapta, ki haklılık payı da yok değildi: Behzat Ç. elini kapı zilinden çekmeyen işitme engelli şahsın kim olduğunu anlamak için delikten baktı, ağbisi Şevket. Kapıyı açtı. Şevket elindeki yassı JB şişesinden hararetli bir yudum çekti, yalpalayarak içeri girdi. ‘Battım,’ dedi. ‘Hiçbir şeyim kalmadı.’ Siyah bir takım giymişti, içindeki uçuk mavi gömleğin üstten iki düğmesi kopuktu, çözük yeşil kravatı okulu asmış bir liseli gibi gömleğinin ik

Wonder Woman

Resim
Hani şundan iki sene öncesi, birisi çıkıp da 'Bir Wonder Woman filmi gelecek, acayip olacak, merakla bekleyeceksin!' deseydi, muhtemel tepkim ‘Git işine arkadaşım!’ şeklinde olurdu. Lakin sonra, 2016 senesi başlarında bir fragman izledim ve durumum hakikaten o ‘birisi’nin öngördüğü hale büründü. Bir fragmanın ardında, çizgi karakterlerin sinema evrenini geriden takip etmekte beis görmeyen ben, kendimi o bir küsur yıl sonraki vizyon tarihini sabırsızlıkla beklerken ve beyaz perdeye düşer düşmez de Wonder Woman’ın muhteşem görselliğine dalarken buldum... Neydi o Themyscira, o ne kadar da güzel bir Cennet Adası tasviriydi! Diana’nın ve Themyscira’nın orijinine doğru giderken anlatıda ne bir fazlalık, ne de bir eksiklik vardı. Amazonların ne muhteşem savaşçılar olduğunu gösteren idmanlardan sonra Cennet Adası’na düşerek istemeden de olsa kirleten, Chris Pine’ın canlandırdığı, Steve Trevor karakterinin peşisıra getirdiği düşmanlara karşı sergilenen o savaş sahnelerinin hakkını