Oumpah-Pah


Oumpah-Pah 1951’de Paris’te başlayan Goscinny ve Uderzo dostluğunun ilk ürünlerinden...

‘ABD’de sunacak bir hikaye yaratmaya karar verdik. Albert ile ikimiz Oumpah-Pah adında bir kızılderili düşündük; modern dünyada hala kendi geleneklerine göre yaşayan bir kabileden olacaktı. Böylece iki uygarlığın zıtlıklarıyla oynayacaktık.’

Goscinny’in ikinci ama bu sefer gitmeye gayet gönülsüz olduğu Amerika macerasından önce ikilinin ortaya çıkardığı, o zamanki kurgularına göre 1950’lerin Amerika’sında geleneksel yaşam tarzını sürdüren bir kızılderiliyi anlattıkları ve hatta meşhur ‘Terry and The Pirates’in yaratıcısı Milton Caniff’in İngilizce balonları yazdığı bu ilk Oumpah-Pah denemesi başarısız olur. Çizgiromanın Amerika’da alıcısı çıkmaz ve alınan red yanıtları sonrası proje rafa kaldırılır...

Ta ki Goscinny Fransa’ya dönene ve üzerinden yıllar geçene kadar...

Artık ikili Tintin dergisi için üretmektedir. Dergiye yeni bir karakter yaratmaları istendiğinde Oumpah-Pah o tozlu raftan indirilir. Goscinny kurguyu farklılaştırarak, hikayeleri bu sefer 18. yüzyıl sömürge dönemi Amerika’sına konumlandırmaya ve karakteri yeniden yorumlamaya karar verir. Oumpah-Pah, Tintin dergisinde 2 Nisan 1958'de yayınlanmaya başlar başlamasına da Amerika'da yayıncı bulamayan Oumpah-Pah Fransa'da okurdan nasıl bir tepki alır diye sorarsanız... En sevilen Tintin dergisi karakterleri arasında 11. sırada kalması beğeninin bir miktar göstergesi gibi!




Üç ay gibi kısa bir sürede beş Oumpah-Pah macerası hazırlanır. Sonrasında ‘yaratıcılarının dediğine göre’ hem Uderzo’nun tüm çalışkanlığına rağmen bu iş yükünün altından kalkamaması hem de ikilinin odaklarını çok daha popüler karakterleri olan Asteriks’e kaydırmak istemeleri bu seriyi sonlandırmalarına neden olur...

YKY bu seriyi 2014 yılının hemen başında, çok özenli bir baskıyla Türkçe’ye kazandırır. Pizagor ise Goscinny – Uderzo ikilisinden uzun zamandır arşivine katmak istediği bu albümü çıkar çıkmaz almış olmasına rağmen okumak için nedense üç yıl bekletir. Okuduğunda ise Oumpah-Pah hayal kırıklığı yaratır, oysaki o ana kadar albümden çok umutludur. Ona göre hikayeler Goscinny'in Red Kit'teki ve Asteriks'teki dehasından çok uzaktır. Anlatı zorlama hissi yaratmakta, ana karakterler bir türlü gülmeceye oturmamaktadır; Oumpah-Pah'nın gereğinden fazla ciddi olduğu, Hubert Yaprakyufka'nın ise sakar ve komik unsur olarak zayıf kaldığı kanısındadır. Kelime oyunları üzerinden güldürünün, ki Goscinny'in kuvvetli tarafı olarak da nitelendirilebilir, bu hikayelerde rüştünü ispatlayamadığını iddia etmektedir. Dolayısıyla tüm bu etmenlerin ışığında Pizagor düşünmektedir ki, nedenini hiç iş yoğunluğuna ya da Asteriks’e falan bağlamadan, Oumpah-Pah’nın sadece kendisi gibi kolay beğenmeyen huysuz ihtiyarlarca değil zamanında okurlar tarafından da fazla sevilmemesi ihtimal dahilindedir ve bu durum serinin kısa ömürlü olmasına sebep olmuş olabilir...

Şu son paragraf tarz olarak pek bir garip, eleştirel olarak da biraz ağır oldu :)

Sanıyorum sorun, Oumpah-Pah'nın dümdüz ve eğlenceli olmaktan oldukça uzak bir karakter sergilemesinden kaynaklanıyor. Oysa Goscinny onu da gülünç hallere bolca soksaymış, hikayeler kesinlikle çok daha başarılı olurmuş... Goscinny karakterlerini şekillendirirken bir miktar fumetti tarzına yaklaşmış adeta, hadi biraz abartayım, Oumpah-Pah ve Yaprakyufka ikilisi, ciddi esas oğlan Zagor ile yanındaki sulu zırtlak yancı Çiko gibi. Ama Zagor’un hikaye kurgusu ciddi, konu sert ve burada eğlence unsuru olarak tüm bu maço yapıya tezat sulu ve sakar bir kişilik arada 'hem de lezzet katarak' kaynayıp gidiyor da eğlence temalı bir hikayedeki gayet ciddi baş karakter pek olmuyor gibi...




Goscinny – Uderzo ikilisinin ‘magnum opus’u Asteriks’i düşünüyorum bir yandan da. B
urnundan kıl aldırmayan vakur duruşuyla, buyurgan kelimelerle bezeli konuşmalarıyla, yoğun karizmasıyla Asteriks evreninin tartışmasız en ciddi karakteri Sezar ki istisnasız diğer tüm Asteriks karakterleri gibi onun da başına ‘Sezar’ın Tacı’nda ya da ‘Galya Kalkanı’nda veya 'Kleopatra' ve diğer albümlerde olsun, defalarca komik ya da saçma birşey gelir mutlaka. Mevki ve kudret sahibi olmasına rağmen aşağılanır, komik duruma düşer. Böylece okurun gözünde Sezar sıradanlaşır, sivrilikleri törpülenir, içselleştirilir, ötekileştirmeden soyutlanıp tanıdıklaşır. Sevimlileşir...

İddia ediyorum, bir komedide yazar ciddi karakteri - maço karakteri ne kadar gülmeceye çekerse, onunla ne kadar alay ederse o kadar başarılı oluyor hikaye de.


Büyük üstad Goscinny'in de büyük hatası Oumpah-Pah karakterinden bu gevşekliği esirgemesi olmuş...



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mutantın Alpha’sı, Gamma’sı, Omega’sı...

Nils Holgersson ve Morton: Sapasağlam Bir Çocukluk Nostaljisi...

Cassandra Nova: İlk Düşman