Kızılderili İntikamı...



Gian Luigi Bonelli’nin yazdığı, Giovanni Ticci’nin resimlediği tek sayılık bir öykü 'Kızılderili İntikamı'...

Adının duyulması için acımasız bir katliamdan çekinmeyen, ün peşinde bir albay...

Bu hırs uğruna yokedilen bir kızılderili köyü, genç yaşlı, çoluk çocuk demeden katledilen insanlar...

Biri haricinde yaşanacak katliama itiraz dahi edemeyip, sadece verilen emri uygulamakla yükümlü olduğunu düşünen subaylar...

Son anda albayı fikrini değiştirmese askeri mahkeme korkusuyla katliamdan sağ kurtulan birkaç esiri kurşuna dizme emrini de acımasızca verebilecek az evvelki itirazcı yüzbaşı...

Kızılderililerin intikam duygularının tatmin olacağı iddiasıyla!!! Gece Kartalı’nın diğer şefleri ikna ettiği bir plan...

Öyle bir plan ki yaşanacak onca çatışmaya rağmen kızılderili savaşçıların kesinlikle ordu mensuplarından herhangi birisinin kılına bile zarar vermemek üzere emir aldığı ve işin ilginci bunu becerebildikleri, sadece ordunun muhimmatının yok edildiği...

Bu imkansız planın gerçekleşmesiyle sadece orduyla ilişiği kesilen, kendini alkole veren bir katil...

Bir beyazın ölümü üzerine intikam için askerlerin bir köyü dümdüz ettiği hikayeleri hatırlarsak onlarca kızılderilinin ölümünün karşılığı sadece yitirilen bir ünvan, mahvolan bir hayat mıdır sizin için?

Kabul edilemez bir beyaz bakış açısı değil midir bu?

Adaletin bu mu Sayın Bonelli?

Bu mudur sizce kızılderili intikamı?

Katledilen onlarca insanın kanı yerde kalmadı mı, ezilmediler mi beyaz adaletinin olanca ağırlığının altında?

Gerçi albümün son sayfalarında bir nevi günah çıkarmış Baba Bonelli ama olmamış, yetmemiş...

Yorumlar

  1. Sevgili Pizagor, hoşgeldin bloggerlığa. Takipteyim. Üç beş post atıp yorulmak yok yalnız...

    Bu arada kapağa baktım da Teks'i Galep'den daha kötü çizen biri olmadığına bir kez daha kanaat getirdim :)

    YanıtlaSil
  2. Ben Galep'in kendisinin şaşı olduğundan şüpheleniyorum...

    Eşim uyansın bir deney yapacağım. Yüzüne şaşılaştırdığım gözlerle bakıp gördüğümü kağıda dökmeye çalışacağım. Eğer gözlerini biri hanyaya diğeri konyaya bakacak şekilde çizersem teorim ispatlanmış olacak :)

    YanıtlaSil
  3. "Aslanlar kendi tarihçilerini çıkarmadıkça, tarih hep avcıların gözünden yazılacak" ya da ona benzer bir söz vardır, bu sayının teması öyle olmuş sizin anlatımınıza göre.

    YanıtlaSil
  4. Bir dönem çizgiroman avı ve zaferi avcının gözünden anlatırken sonrasında okuru dram ve trajedi ile karaktere bağlamak için aslanı da onere etmeye başladı. Bana kalırsa bu (nedense) çok sevilen bu Tex hikayesi bu geçişin çarpık örneklerinden...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mutantın Alpha’sı, Gamma’sı, Omega’sı...

Nils Holgersson ve Morton: Sapasağlam Bir Çocukluk Nostaljisi...

Clone...