Kayıtlar

mizah etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İçinden Çizgiroman Geçen Roman: Sıdıka

Resim
Birkaç gün önce aklıma düşürdü çizgiroman dostum sevgili Hayalkahvem. Atilla Atalay diye yazmış, son kitabından kendine dair kısacık bir anekdot aktarmıştı ve bu da Sıdıka'nın ilk sayfalarını çevirmeme giden sürecin fitilini tutuşturmuştu... Atilla Atalay üniversite yıllarımda kalmış bir yazar. Mizah dergilerinde 'Sıdıka' karakteriyle tanımıştım yazarı, sonra da kitaplarında o acıtan, kalp ağrıtan tarafına tanıklık etmiştim. Devamında da bir müptelalık hali hasıl olmuştu. Hemen hemen her seneye bir adet sığdırdığı o yeni kitabının hazırlık aşamasında olduğu haberinden raflardan çekip aldığım o sahiplenme  anına kadarki sürecini merakla takip eder olmuştum. Ki o yılların internet yoksunluğunu düşününce bu takip şimdiki gibi applikasyona birkaç kelime girmek şeklinde değildi; belirli bir seviyede merak, belirli bir düzeyde kulağı deliklik gerektiriyordu. Bazen derginin bir köşesinde kendine yer bulan bir müjde ya da gazetenin tekinin haftasonu kitap ekinde ufak bir h

Eşek Terbiyecisi :)

Resim
İki dikbaşlının bir panelde buluşması... Kim Jung Gi'den gayet eğlenceli bir Conan yorumu...

Yeşil Dev Hulki

Resim
Manyak bir dişçi röntgen yerine dama ışınlarını kullanınca adamımız Burhan Banane, gururunun kırıldığı ve utandığı zamanlar Yeşil Dev Hulki’ye dönüşmeye başlar... Yeşil Dev Hulki Kutlukhan Perker’in henüz dumanı tüten çizgi mizah dergisi  Türk Mucizesi ’nde okura tanıştırdığı, sinirlenince yeşil cüceye dönüşen Hulki karakteri bana eskilerden aynı isimli bir diğer Hulk parodisini, Marvel klasiği olarak yukarıda alıntıladığım üst başlığı dahi unutulmamış, Yıldırım Örer imzalı Yeşil Dev Hulki karakterini hatırlattı... 'Resimli Roman' bu eğlenceli karakteri ve sayfalarını kayıtlara geçmeyi ihmal etmemiş.  Çok da iyi yapmış...

Türk Mucizesi

Resim
Bizim oraların en büyük gazete bayisi de olan bakkalımızda paketi açılmamış bir halde duruyordu. Nedenini sordum, ‘Sonra çok dağılıyor!’ diye yanıtladı aynı zamanda muhtarımız da olan bakkal Onur Ağabey. İpleri çözüp dergilerden tekini bana verdikten sonra tekrar sıkı sıkı bağlayıp çıkını dükkanın zor görünen, zor erişilen kısmındaki Demirbaş Yayıncılık - DY çizgiroman paketlerinin üzerine koydu... Zor olsa da edinebildiğim Türk Mucizesi'ni, buralarda benden başka fark eden olur mu, işte bu konuda ciddi şüphelerim var... Oldukça iddialı bir işe kalkışıyor bu sefer Kutlukhan Perker. Çizimlerinde ve öykülerinde sadece Perker imzasını taşıyan bol sayfalı (ve üç aylık periyodlu!) bir çizgili mizah dergisi... Kutlukhan Perker şöyle yanıtlıyor ‘neden’ sorularını... Neden yaptım? Çünkü Robert Crumb da yaptı. Çünkü Norman Mailer çok güzel romanlar yazdı. Çünkü Uderzo ‘Asterix'i çizdi. Çünkü Jacques Tati 'Amcam'ı çekti. Çünkü Dali, İspanya'dan kalkıp bir yolculuğ

Fiyatı 15 Turgut...

Resim
Amerikan Çizgiroman Endüstrisinin Zam Karnesi - Bab 3 Mevzumuzun öncesini hatırlamak maksadıyla öncelikle, ' Amerikan Çizgiroman Endüstrisinin Zam Karnesi - Bab 1 ' ve ' Amerikan Çizgiroman Endüstrisinin Zam Karnesi - Bab 2 ' dosyalarına bakmanızı öneririm... Şimdi kaldığımız yerden devam edelim: ----- ZAM! Fantastic Four #238 Tarih: Ocak 1982 - Fiyat: 60 cent Fantastic Four #238 Emekçi Johny artık bu zam döngüsüne de, 10 centlik zamlara da alışıyor, hatta 'hayırdır, niye hala zam gelmedi?' kıvamına getiriliyor. Ama bundan daha fenası yayıncı tarafından unutulan bir milat yaşanıyor Fantastic Four'da: 238. sayıyla birlikte Fantastic Four ilk fasiküle göre fiyat babında %500'ü görüyor... Çizgiromanda 500'ler mühimdir, dolayısıyla aslında bu fasikül 'double size', hatta 'triple size' özel bir sayı olması gerekirken Marvel bu ayrıntıyı atlıyor. Önemli bir kutlamayı alalade 20 sayfal

Fiyatı 10 Turgut…

Resim
Amerikan Çizgiroman Endüstrisinin Zam Karnesi - Bab 2 1961 senesinde 10 sent ile başladığımız ‘çizgiromanda zam’ yolculuğumuzu, dosyamızın ilk bölümünde Aralık 1971’de 20 sent ile bırakmıştık... Hep çıkışlı ve nasıl olduysa bir inişli bu gidişatı hatırlamak için ' Amerikan Çizgiroman Endüstrisinin Zam Karnesi - Bab 1 'e bakabilirsiniz... Hazırsak devam edelim: ----- ZAM! Fantastic Four #146 Tarih: Mayıs 1974 - Fiyat: 25 sent Fantastic Four #146 Formula1 izlemeyi severim. Gerçi onu da paralı kanala geçtikten sonra izleyemez olduk ya neyse. Takipçileri bilirler, geçiş için arkadaki pilot öndeki aracın dibine kadar girer ki bu durumu sunucu ‘öndeki aracın rüzgar kanalına girdi, öndeki aracı geçmeyi deneyecek’ şeklinde anlatır. Bu açıklamayı beklercesine arkadaki pilot aracının burnunu çıkartır, öndeki aracın yanına geçer ve zorlamaya başlar. Takipçi pilotun yaptığı bu meydan okuma Start–Finish düzlüğünde gerçekleşirse geçme ihtimali yüks

Fiyatı 5 Turgut...

Resim
Amerikan Çizgiroman Endüstrisinin Zam Karnesi - Bab 1 Hatırlar mısınız eski ‘Gırgır’ların kapaklarındaki bu 'Fiyatı bilmem kaç Turgut' ifadesini? Yüksek enflasyon bağımlılığıyla ve her daim zamla geçirilen Özal döneminin neredeyse her ay değişen fiyatlarında, Gırgır kendi para birimine geçmişti: Turgut... Olay gelip hayat pahalılığına dayandığında bilinçaltımın bana hatırlattığı bu ‘Turgut’lardır işte. Ve bu başlığın nedeni de bu bilinçaltıdır... Çizgiroman sadece memleketimde değil, 20-30 sayfalık fasiküllerin üzerine konmuş olan 2,99 – 3,99 dolarlık satış fiyatlarıyla, bu endüstrinin kalbinde de el yakıyor kanımca. Şimdi bu kanaatimi paylaştığımda birileri çıkacak ve ‘Birader sen biliyor musun elin Amerikalısının kazancını, neye göre yorum yapıyorsun?’ diyecek... Öyleyse sözlerim havada kalmasın da bir bakalım yıllar yılı çizgiroman fiyatlarına ne olmuş, nasıl değişmiş, sokaktaki Amerikalının alım gücüne göre ne hale gelmiş, yıllar içerisinde bir fasikül, politikacıl

Çizgi!!!

Resim
Çizginin gücü aslında bir terane mi dediniz! Acaba? Medyanın bireyde yarattığı yanılsamayı sayfalarca yazsam bu kadar vurucu ifade edemem... Yapabilirim diyen varsa buyursun! İsmini bulamadığım çizerinden özür dileyerek...

Ersin Karabulut’tan ‘Sevgili Günlük’ ve ‘Sandık İçi’

Resim
Sevgili Günlük - Ersin Karabulut Mizah dergilerini takip etmeyen benim gibiler müthiş yetenekli çizgiromancıların da farkında olamıyor maalesef. Ancak dergilerdeki çalışmalarından derlenen albümleri çıkar da açıp karıştırırsak, ‘Çizimler güzelmiş, okumak lazım!’ dersek tanıyabiliyoruz bu sanatçıları. Ersin Karabulut’la tanışıklığım da bu şekilde oldu. Önce ‘Sevgili Günlük’ü okudum, çok beğendim, bunun üzerine ‘Sandık İçi’ne saldırdım. Soluksuz okuduğum ‘Sevgili Günlük’ hayatının bir bölümünü hatırlayamayan bir kızın, Figen’in hikayesi... Aşk, takıntılı bir tutku, şiddet ve trajedi içeren güçlü bir öykü... Sayfalar ilerledikçe okuyucu, o karanlık dönemin ipuçlarını, Figen’den bağımsız olarak elde etmeye başlıyor, adım adım o sürecin gelişimini izliyor ve albümün bittiği noktada hikayenin bitmediğini, Figen bilmese de nasıl bir döngü içerisine çekildiğini, asıl finalin nasıl gerçekleşeceğini bilir bir konuma geliyor. O kadar korunmasız, o kadar savunmasız ki Figen, okurun boğ