İlk Öpücük...


Eski yardımcısı olarak Misterio'nun yerine geçen Danny Berkhart, Jameson tarafından kiralanır ve Örümcek Adam'ın peşine düşer. Plan iyi işlemektedir, Misterio'nun teknolojisini kullanan Danny, Peter'ı çıldırmanın eşiğine sürükler. Tüm bunlar olurken, Örümcek Adam ve Peter Parker ruhen ve bedenen günbegün çözülürken, Berkhart tarafından sürekli olarak ayrıntılarla güncellenen Jameson'ın yüzünde güller açmakta, kendisini tanıyanların anlam veremediği bir mutluluk ve bonkörlük hali yaşamaktadır. Ancak sevgili 'Duvar Sürüngeni'mizin popüler ifadeyle oyunu görüp sahte Misterio'yu polise teslim etmesiyle işler bir anda terse döner. Danny karakoldaki o tek telefon hakkını Jameson için kullanır ve ondan 'kendisinin ismini polise açıklamamasına karşılık' avukat talep eder. Tehlikenin kokusunu iyi alan yılların kurdu Jameson ise telefonu kapatır kapatmaz soluğu Avrupa'da alır. Ama sandığı gibi güvende olmayacaktır. Sorun gelir orada da onu bulur, bir zamanlar Amerika'da silah teknolojileri üreten bir kurumda çalışmış ve sonrasında kovulmuş (ve sırf bu çok sağlam nedenle Amerika'ya ve Amerikan halkına büyük bir nefret duyan ve intikam arayan 😆) Siklon tarafından kaçırılır. Jameson, gönderdiği telgrafla Robertson'dan bir milyon dolarla birlikte hemen Paris'e gelmesini ister, Robertson da Peter Parker'dan kendisine eşlik etmesini...


Peter Parker'ı yolcu etmeye Kennedy Havaalanı'na gelen Mary Jane, bir süredir aralarındaki buzların eridiği Peter'a, uçağına binmeden önce işte bu ateşli öpücüğü verir. Dönüşte Peter'ı bekleyen o çok büyük sürprize rağmen çizgiroman panellerindeki tüm zamanların en güzel aşkının başlangıcı olur bu öpücük. Robertson'ın o yangözle bakarken, hınzırca kıs kıs gülümsemesine kadar aklıma mıhlanmış bir paneldir. Parker şansının aslında hiç de Peter'in söyleyegeldiği gibi olmadığının ispatı unutulmaz bir karedir...

Kim ne derse desin, şanslı hergeledir Peter Parker...


Not: Panel Bilka Örümcek Adam serisinin 27. albümünden alınmıştır.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mutantın Alpha’sı, Gamma’sı, Omega’sı...

Nils Holgersson ve Morton: Sapasağlam Bir Çocukluk Nostaljisi...

Clone...