Bayırgülü

Bayırgülü

Eli kılıçlı çizgi yiğitlerimizin genelgeçer bir prensibi vardır: Bizans, Rum, Çinli, Germen ayrımı yapmaksızın yetmiş iki milletten hatunu yatağa atarken bizden olanlarla en fazla tensel temas seviyesinde bir birliktelik yaşar...

Sanatçının da okurun da bu duruma bakışı bana kalırsa çarpıktır. Laf iffete geldi mi mangalda kül bırakmayan bu güruhtan 'Ne yani, bizim kadınımız namuslu da komşumuzunki iffetsiz mi, olur mu böyle şey!' diyerek şikayetçi olan nedense pek çıkmaz...

Sonra Altaylardan kara yeleli bir yiğit çıkagelir ve bir klişeyi altüst eder...

Karaoğlan her şart altında aşk defterine yeni sayfalar eklerken bir yandan da, ister biricik ve tek aşkı olarak nitelendirin ister stepnesi deyin, Bayırgülü'nü fırsat buldukça koynuna almaktadır...

Bayırgülü Türk çizgiromanında kadın denince aklıma ilk gelen karakter. Güzelliğiyle Bedri Koraman dilberleriyle yarışan bir kadın. Ama sadece güzelliğiyle anmak Bayırgülü'ne haksızlık olur. Kadın narinliğinin ardına sığınmamasıyla, bir erkeğin himayesine girme gibi bir gaye gütmemesiyle, duruşuyla aslında çağının feministidir. Özgürlüğüne düşkünlüğüyle, başına buyrukluğuyla, rahat tavırlarıyla çağının çok ötesinde bir kadın profili çizer...

Gerektiğinde bir dişi, gerektiğinde bir amazon...

Üstad, Türk erkeğini iyi analiz etmiş ve hayallerdeki kadını çizmiştir...

Teşekkürler Suat Yalaz Üstadım! Karaoğlan için! Bayırgülü için!



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mutantın Alpha’sı, Gamma’sı, Omega’sı...

Nils Holgersson ve Morton: Sapasağlam Bir Çocukluk Nostaljisi...

Cassandra Nova: İlk Düşman