Kayıtlar

Ekim, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kol Gücü ve Kılıç Zoruyla...

Resim
Baybora'dan 'tam da kökenine dair dile getirdiği şekilde' iyimser ve duygusal bir yorum...

Kaan...

Resim
Suat Yalaz'ın kendi kaleminden çok kısa Kaan ve Karaoğlan ayrışması... Bu geçişe bir de değerli kaynakça  Wikizero'daki Karaoğlan başlığından bakalım... Karaoğlan nasıl doğdu? Karaoğlan'ın gerçek öyküsü, 1956'da başlar. Abdullah Ziya Kozanoğlu, Kızıltuğ adlı öyküsünü, Resimli Mecmua'da tefrika eder. Kızıltuğ'da ortaya çıkan Otsukarcı ve oğlu Kaan, maceradan maceraya koşan Orta Asya'lı kahramanlardır. 1959'da Akşam gazetesinde, Kızıltuğ'un çizgiromana dönüştürülmesi gündeme gelir ve bu iş için genç ressam Suat Yalaz düşünülür. 19 Ağustos 1959'da başlayan Kızıltuğ büyük ilgi görür ve devamına karar verilir. Kızıltuğ'un devamı niteliğindeki "Cengiz Han'ın Hazineleri", kahramanı Kaan'ın ismiyle çizilir. Kaan, Karaoğlan'ın son ismini almadan geçirdiği bir dönemdir. Suat Yalaz, toplam dokuz adet Kaan macerası hazırlar. Bu maceralar, Cengiz Han'ın Hazineleri, Tibet Canavarı, Altın Saçlı Kız

Kantarın Topuzu...

Resim
Güzel lafmış...

Döşekteki Kılıç...

Resim
Baybora, kökeni taa Oğuzlara dayanan, artık unutulmuş kadim bir Türk geleneğini hatırlatıyor 😄😄😄 'Döşekteki Kılıç' gibi ‘Conan’vari bir başlık koysam da öz be öz bizden bir üstadın, Suat Yalaz'ın, 'Ba’nı Çiçek' isimli Karaoğlan öyküsünden alıntıladığım bu panel, Karaoğlan’ın pek çok kereler tanık olduğumuz, palavralarla soslanmış hazırcevaplılıkta sergilediği hüneri baba tarafından devraldığını çok net göstermekte... Kılıcın orada saplı olmasının asıl nedeni Bizans kalesine yapılan bu 'sadece' iki kişilik baskında her an odaya dalabilecek askerlere vakit yitirmeden müdahale iken, Virjinya’nın sorusuna karşılık verilen yanıt ortamın gerginliğini yumuşatıyor, arzuları kamçılıyor 😄 Lakin hepsinden öte... Baba – oğulun söz konusu hayat memat meselesi koşullarında dahi fırsat çıktı mı döşeği ihmal etmemeleri ayrıca takdire şayan...