Oz Büyücüsü


'Oz Büyücüsü'nü sevmem aslında... Tamamen önyargısaldır bu uzak duruş, esasında ne Frank Baum’un çok satmış (ve halen satan) kitabını okumuşluğum vardır ne de Judy Garland’lı o meşhur müzikal uyarlamasını seyretmişliğim. Bunun temelinde de çeşitli bölümlerine denk geldiğim o film yatıyor zannımca. Müzikal filmleri sevmeyen birisi olarak sanki kitabının sayfalarını çevirdiğimde de notaları duyacakmış gibi hissediyorum. Bir de o kötü kostümler yok mu, özellikle de o teneke adam. Bünyeme nüfuz etmiş o kostümleri kitabı okurken düşünmemek, teneke adamın her bahsi geçtiğinde o huni geçirilmiş kafayı hatırlamamak mümkün mü?

Lakin çizgiromanı müjdelendiğinde albüme dair herhangi bir önyargı oluşmadı bende, aksine merakla raflarda yeralacağı günü beklemeye başladım. Yılların önyargısından sıyrılabilmemin temelinde ise bu güzel albüm kapağı ve bilinçaltıma yerleşmiş tiplemeleri silip atacak bu sevimli karakterler yatıyordu...

Ana hatlarıyla hikayeye aşina olmayan yoktur herhalde: Aniden çıkan bir hortumun Kansas’tan alıp sürüklediği ve bilinen diyarların ötesindeki Oz Diyarı’na taşıdığı küçük Dorothy’nin eve dönüş öyküsüdür anlatılan. Bu masalsı diyarda Dorothy’yi evine gönderebilecek tek kişinin kadim ve güçlü Oz Büyücüsü’nün olması Dorothy’yi uzun ve tehlikeli bir yolculuğa sürükler...

Ancak bu yolculukta yalnız kalmayacaktır... Önce beyni olmadığı için aptal olduğuna hükmeden ama işler her sarpa sardığında çözüm yolunu gösteren bir korkuluk katılır Dorothy ve köpeği Toto’ya... Sonraysa istemeden bir böceğin üzerine basıp öldürdüğü için bile ağlayabilen ama kalbi olmadığı için sevemediğini, duygusuz olduğunu her fırsatta dile getiren Teneke Adam... En son da her tehlikede takımı koruma güdüsüyle kendini feda etmeye hazır bir halde öne fırlayan ama kendisine sorsanız son derece korkak olduğunu söyleyecek olan Aslan... Her biri kendinde eksik olduğuna inandığı şeyi tamamlamasını isteyecektir Kadim Oz’dan...

Alice’in ‘Wonderland’i ya da Peter Pan’in ‘Neverland’i veya Dorothy’nin Oz Diyarı belki yayınlandıkları dönem için müthiş bir hayalgücü, büyük bir açılım olarak değerlendiriliyordu. Şu andaysa ne kadar naif kalıyorlar...



Yetişkinlerin daha fazla hoşlanabileceği şekliyle, çok daha kanlı, şiddet dolu bir versiyonu rahatlıkla yapılabilecekken yazar Eric Shanower, Baum’un anlatısına olabildiğince sadık kaldığını belirtiyor önsözde. Bunda yazarın bu yöndeki tercihi kadar panelleri yaratan o inanılmaz kalemin, o müthiş Skottie Young stilinin de etkisi olmalı...

Bu albümün yıldızı kesinlikle Skottie Young. Marvel bebelerinin de fikir babası olan Skottie Young'ın çizimleri sıcacık, muazzam. Sanatçı vasat bir öyküyü almış, dokunuşlarıyla en tepelere taşımış...

Pekiyi artık Oz Büyücüsü’ne olan bakışım değişti mi?

Tabi ki hayır!

Lakin roman ya da film olarak herhangi bir münasebetim olmasından hala kaçındığım Wizard Of Oz'un bu hali çok çok çok güzel olmuş...

Bu arada kötülediğim müzikalin 6 oskarlı, sayısız ödüllü olduğunun ve tüm zamanların en iyi 10 filmi arasında gösterildiğinin farkındayım. Lakin belki renkler tartışılabilir ama zevkler asla ve kat’a...



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mutantın Alpha’sı, Gamma’sı, Omega’sı...

Nils Holgersson ve Morton: Sapasağlam Bir Çocukluk Nostaljisi...

Clone...