Pizagor ve Deli Saçmaları!

Baktıkça Orhan Veli’nin sevgili Bella’sına yazdığı şiir geliyor aklıma, Sere Serpe.. Uzanıp yatıvermiş, sere serpe Entarisi sıyrılmış, hafiften Kolunu kaldırmış, koltuğu görünüyor Bir eliyle de göğsünü tutmuş. İçinde kötülüğü yok, biliyorum Yok, benim de yok ama… Olmaz ki! Böyle de yatılmaz ki!

Bunaltan bir sıcak.. Kızgın kumlar.. Denizin tüyleri diken diken eden serinliği.. Güneş kreminin o ayırdedici, hoş kokusu.. Ve aklıma düşen ‘Swimsuit Special’lar.. Onlar ki Marvel’in nerd cinsel açlığı sömürüsünün uç noktası.. En bikinilisinden, en çekicisinden halleriyle Marvel fıstıkları sere serpe.. Ama bu sefer odağım erkekler.. Çünkü, nasıl ifade etsem, gerçekten pek acayipler :) Punisher Namor

Orta karar bir konu, yetersiz aktarılmış – aceleye getirilmiş bir öykü, zayıf bırakılmış karakter gelişimleri.. ‘Benim filmlerim ciddidir, ismi lazım değil birileri gibi güldürmez!’ diyen DC/Warner Bros, belli ki bu açığını çizgi filmlerle kapatıyor, ancak fazla sulu ve düşük seviyede bir espri anlayışıyla.. Çizgi filmin iki cümleyle özeti işte bu.. Sınırlı süreye sıkıştırılmış kahraman takımı öykülerinin derdi var burada da: Romain Gary’nin sevilen mezesi ‘Çok kadın aslında hiç kadındır..’ından hareketle dile getireceğim ‘Çok karakter aslında hiç karakterdir..’ sendromu söz konusu olan.. Peki nedir bu sendrom: Ayrı ayrı tanıtılması, orijin öykülerinin yüzeysel de olsa aktarılması gereken bir grup süper figürün bir anda ve bir arada izleyicinin önüne çıkması durumu, bunun yarattığı yetersizlik hissi. Throne of Atlantis, Aquaman özelinde bir orijin öyküsü kabul edilebileceği için Adalet Birliği’nin sekizinci üyesi olacak bu karakter okura en azından tatmin edici bir şekilde aktarı

Superman sayı 45.. Süper adamımız ‘Süper Şekil Değiştirme’ gücünü kullanarak dünyadışı bir canlının suretine bürünüyor. Hem de öyle sadece sima olarak değil, basbayağı boyunu bosunu ve hatta derisinin rengini falan değiştirerek.. Super Shape Shifting Kripton'un son çocuğu ilk ve son defa yapıyor bunu, sonrasında bir başka yazarın aklına gelmiyor bu absürd yeteneği kullanmak.. Neyse ki :)

Terry Pratchett’ın o meşhur Diskdünya serisinin ikinci kitabı ‘Fantastik Işık’ı okurken Red Sonja’yı ve geek – nerd cinsel açlığının ortaya çıkardığı cıbıl ve süper seksi çizgi hatunları (ki ön okuma olarak ' Çizgi Hatunlar, Tatminsiz Erkekler Çelişkisi Üzerine ' yazısını da önereceğim) düşünmeden edemediğim bir bölüm: .... Aslında, şu anda Burgaç Ovaları’na doğru dörtnala yol alan kahraman bu tür tartışmalara girmezdi, çünkü onları ciddiye almazdı ve ayrıca bu kahraman aslında bir kadın kahramandı. Kızıl saçlı bir kadın kahraman. Şimdi, böyle bir noktada insan omzunun üzerinden arkaya, kapak ressamına bir bakış fırlatma ve uzun uzun deriler, yüksek çizmeler ve yalın kılıçlar hakkında konuşmaya başlama eğilimi duyar. Anlatıya ‘dolgun’, ‘yuvarlak’ ve hatta ‘dik’ gibi sözcükler sızar; ta ki yazar gidip soğuk bir duş alma ve biraz uzanma ihtiyacı duyana kadar. Bütün bunlar da oldukça aptalcadır, çünkü kılıcıyla hayatını kazanmak üzere yola çıkan bir kadın, özel zevkleri ol