Neil Gaiman'dan Eternals...

Bir aralar bayağı iyi bir ziyaretçisi ve müşterisiydim ebay’in, tabiri caizse dadanmıştım. Aklıma düşüp de buralarda bulamadığım, satılmayan, baskısı olmayan ne varsa o platformda bulmak, hatta oldukça iyi fiyatlısından edinmek mümkündü. Straczynski’nin ‘Sins Past’ fasikülleri ya da Bendis’in Ultimate evreni için yeniden yorumladığı ‘Clone Saga’ veya Geoff Johns’un ‘Thing – Freak Show’ kısa serisi ya da Garth Ennis’in Max evreni için kaleme aldığı bol kanlı ‘Thor: The Vikings’ gibi çizgiromanların yanında o zaman için baskısı tükenmiş, nadirkitap’ta fiyatı birkaç yüzlere ulaşmış ‘Kurma Kız’ın orijinali olan ‘Wind-up Girl’ gibi romanları sadece birkaç dolara edinmiştim. Eternals da yine bu dönemimde ebay’de karşıma çıkmıştı. Eternals karakterlerinin ve markasının öyle aman aman meraklısı olmamama rağmen yazar olarak Neil Gaiman’ın ismini görmemle bir duraksamıştım. Çizer de her ne kadar bazen eleştiri yağmuruna tutsam da nevi çizgisine münhasır John Romita Jr. idi. İlgi çekici, hayır denmesi zor bir ikiliydi. Zaten çok da fazla düşünmedim diye hatırlıyorum, satınalma işlemini hızlıca sonuçlandırmıştım. Bana ulaşmasından sonraysa bu fasiküller de pek çok diğer çizgiroman ve kitap gibi okunmayanlar yığınının içinde beklemeye başladı. Eternals şu sıralar Marvel Sinema Evreni’yle birlikte anılmaya başlayınca bende de birşeyler yeniden alevlendi ve fasikülleri o yığından çıkarıp panellerine daldım...
Gaiman’ın öyküsünde, The New Avengers’ta okuduğumuz, Sentry’nin Marvel evrenine girişine benzer bir durum söz konusuydu. Eternals karakterleri kendilerini unutmuş, sıradan insanların arasına karışmışlardı. Geçmişi hatırlamaya başlayan Ikaris diğer Eternals karakterlerinden ilk bulabildiğinin, Mark Curry suretindeki Makkari’nin peşine düşüyor, ona kökenlerini, Celestials’ın bir milyon yıl önce, henüz insanlığın şafağında, bir grup ‘homo sapiens’tan Eternals’ı, yeryüzündeki hayatı korumaları amacıyla yarattıklarını, sonrasında da tüm bu motivasyonlara zıt Deviants’ı vücuda getirdiklerini anlatıyordu. Deviants’ın yükselişinden ve çöküşünden, Eternals ve Deviants arasındaki sonsuz savaştan, geçen bir milyon yıldaki sayılı Celestials ziyaretlerinden bahsediyordu. Ve en başlarda inandırıcı olmaktan uzaktı İkaris, kendisine deli gözüyle bakıyordu Doktor Mark Curry. Beklenildiği üzere hikayeye Eternals’ın aksine, yüzbinlerce yılın nefretini unutmamış olan ezeli ve ebedi düşman Deviants da dahil oluyordu. Deviants ile birlikte Celestials’a dair farklı, şaşırtıcı ve ürpertici bir yorum da ortaya çıkıyordu. Tabi Celestials’ın maruz kaldığı bu kitlesel amnezinin arkasındaki kişi ve motivasyonunu da atlamamak gerekiyor. Bir de evrenin en kudretlilerini dahi titreten ‘Dreaming Celestial’ın uyanışını...
Bu seriyle ilgili tuhaflık; ilk fasikül #1/6 olarak, yani altı sayılık bir kısa seri olarak başlıyor ve bu durum #5/6 olarak beşinci fasiküle kadar böyle devam ediyor. Sonra altıncı fasikülde #6/7 oluyor, neyse ki #7/7 ile bitiyor. Açıkçası Gaiman'dan böylesi bir plansızlık beklemezdim. Kısa seri olduğu için çizerin işini tamamlayıp teslim ettiğini de düşünüyorum diğer taraftan, yani altı fasikül olarak. Hadi azıcık spekülasyon yapayım: Ya iyi sattı da eller ovuşturularak biraz daha uzatılması istendi (ki bence bu düşük olasılık) ya da o hali tatminkar olmaktan iyice uzak olduğu için ve okurlardan gelen olumsuz yorumların etkisiyle anlatıyı genişleten alternatif birşeyler talep edildi Gaiman’dan. Neden ilk ihtimali düşük olasılık olarak nitelediğimi de yazayım: Okuma imkanı bulduğum Gaiman hikayeleri arasında en boş, en sıradan, en derinliksiz, en alt metinsiz olanıydı Eternals. Söz konusu kısa Eternals serisi paralelinde ve devamında ne oluyor, öncesinde ne olmuş, neden, niçin, acaba sorularını sordurmadı, merak dahi uyandırmadı bende. Bana kalırsa bu öykü sadece çok meraklısına kıvamında...

Yine huysuz ihtiyarlığım mı tuttu acaba diyerek goodreads yorumlarına bir bakayım dedim. Neyse ki pek de yalnız değildim. Rahatladım...



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mutantın Alpha’sı, Gamma’sı, Omega’sı...

Nils Holgersson ve Morton: Sapasağlam Bir Çocukluk Nostaljisi...

Cassandra Nova: İlk Düşman