Kara Çukur, Siyah Delik..
Fantastik Dörtlü - Alfa Yayınları
Kısım 13
Tuhaf Çeviriler
Fantastik Dörtlü’nün yazarlık koltuğuna Doug Moench’in oturmasıyla birlikte hikaye konsepti de bir miktar farklılaşır, daha bir bilimkurguya kayar. Dünyevi kaynaklı tehditlerin yerine, uzaylı parazit benzeri yaratıklar ya da yüzyıllar önce dünyaya düşen ne olduğu belirsiz bir cismin neden olduğu radyasyonun ölümsüzleştirdiği bir Viking gibi sebebi dış uzayda yatan hikayeler sıklıkla okurun karşısına çıkmaya başlar..
Moench döneminin iki fasikül süren bir diğer hikayesinde ise milyarlarca yıl sonrasının bilim, teknoloji, felsefe ve ahlak babında mükemmele yakınsamış ancak ilerleme durduğu için tıkanmış ve çökmenin eşiğinde bir uygarlığı okura anlatılır. Bu medeniyetin tek umudu bilgi ve deneyim alışverişi yapacakları farklı yaşam formlarıyla, başka gezegenlerdeki kültürlerle tanışmaktır. Bu amaçla, toplumlarının aynı zamanda sevgili de olan iki mensubunu sonu belirsiz bir arayış için uzaya gönderirler. İki pilot kırk yıllık bir arayışın ardından bir kara deliğin çekim alanında terkedilmiş bir uzay aracı bulurlar. Kısa bir tereddüt anından sonra ekibin erkek üyesi kendi uzay aracını, akıllı bir yaşam formuna dair buldukları bu kanıtı görmek üzere kara deliğe doğru sürer. Kara deliğin çekimine kapılmanın peşisıra bir parçalanış ve küllerden saf enerji canlıları olarak yeniden doğuş gelir: Kara Arayan ve Şafak Ayazı. Kara deliğin çıkışı ise zamanımıza olur ve böylece Kara Arayan için dünyaları yokediş süreci, sevgilisi Şafak Ayazı içinse onu bu yoldan caydırma çabası başlar. Sırada da dünya vardır..
Görüldüğü üzere tehdit yine uzaylı, kurgu yine en yoğunundan bilimkurgu, mükemmel bir ütopyayı yaşayan ama tatmin olmayı beceremeyen bir canlı topluluğu..
Moench dönemi başarılı mıdır? Bence bir miktar tartışmalı! Şahsi fikrim bunun Fantastik Dörtlü için keskin bir geçiş olduğu, alışılageldik hikaye örgüsünün büyük revizyon gördüğü ve araya sıkıştırılmış eski tarz öyküler olmasına rağmen okura alışma süresinin tanınmadığı şeklinde..
Moench döneminin iki fasikül süren bir diğer hikayesinde ise milyarlarca yıl sonrasının bilim, teknoloji, felsefe ve ahlak babında mükemmele yakınsamış ancak ilerleme durduğu için tıkanmış ve çökmenin eşiğinde bir uygarlığı okura anlatılır. Bu medeniyetin tek umudu bilgi ve deneyim alışverişi yapacakları farklı yaşam formlarıyla, başka gezegenlerdeki kültürlerle tanışmaktır. Bu amaçla, toplumlarının aynı zamanda sevgili de olan iki mensubunu sonu belirsiz bir arayış için uzaya gönderirler. İki pilot kırk yıllık bir arayışın ardından bir kara deliğin çekim alanında terkedilmiş bir uzay aracı bulurlar. Kısa bir tereddüt anından sonra ekibin erkek üyesi kendi uzay aracını, akıllı bir yaşam formuna dair buldukları bu kanıtı görmek üzere kara deliğe doğru sürer. Kara deliğin çekimine kapılmanın peşisıra bir parçalanış ve küllerden saf enerji canlıları olarak yeniden doğuş gelir: Kara Arayan ve Şafak Ayazı. Kara deliğin çıkışı ise zamanımıza olur ve böylece Kara Arayan için dünyaları yokediş süreci, sevgilisi Şafak Ayazı içinse onu bu yoldan caydırma çabası başlar. Sırada da dünya vardır..
Görüldüğü üzere tehdit yine uzaylı, kurgu yine en yoğunundan bilimkurgu, mükemmel bir ütopyayı yaşayan ama tatmin olmayı beceremeyen bir canlı topluluğu..
Moench dönemi başarılı mıdır? Bence bir miktar tartışmalı! Şahsi fikrim bunun Fantastik Dörtlü için keskin bir geçiş olduğu, alışılageldik hikaye örgüsünün büyük revizyon gördüğü ve araya sıkıştırılmış eski tarz öyküler olmasına rağmen okura alışma süresinin tanınmadığı şeklinde..
229. fasikülden son panel - Kara Çukur |
Ama bahsetmek istediğim esas konu bu değil, yine çeviri yetersizliği. Serinin onikinci kitabında yer alan 229. ve 230. fasiküllerden alıntıladığım (hem de ardarda) iki panelde, ‘Kara Delik’ gibi dönemin bu topraklarda dahi popüler olan bir fenomenine çevirmenlerin bir fasikülde ‘Kara Çukur’, diğerinde ‘Siyah Delik’ demeyi tercih etmeleri beni yine rahatsız ediyor, maalesef yine dürtüyor..
Cehalet desem değil, belki salt özensizlik olarak tanımlayabilirim bunu. Keşke hikaye bir fasikül daha sürseymiş, çeviri belki de o son sayıda doğru kombinasyona ulaşacakmış :)
Yorumlar
Yorum Gönder