Karla Sofen - namıdiğer çakma 'Ms. Marvel'

Dark Avengers


Bendis’in Avengers enflasyonu yaşattığı dönem...

New Avengers ve Mighty Avengers paralel oluşumlarına ek olarak bir de dönemin hem siyasi manada hem de toplum nazarında gayet kudretlenmiş karakteri Norman Osborn’un bizzat Avengers kulesinde oluşturduğu çakma Avengers takımı...


(Ki Marvel evrenine Norman'ın gözünden tek ve gerçek Avengers, okura ise Dark Avengers olarak sunuldu...)


Oldukça kısa sahne alan Noh-Vaar'ı bir kenara bırakırsak, Sentry ve Ares kendilerini oynarken, Hawkeye rolünde Bullseye, Wolverine rolünde Daken, Örümcek Adam rolünde MacGargan'ın 'Venom'ı, Iron Man rolünde ise Iron Patriot olarak Osborn yer aldı bu kısa ömürlü seride. Bir de okumakta olduğunuz kısa yazının konu edindiği eski Moonstone, yeni Ms. Marvel...


Grubun kudretli, kas yığını ve buram buram testosteron kokan beyleri arasında bir papatya narinliğindeydi. Arzuları ise bu narin görünümünün aksine sınırsızdı. Norman'ın tartışmasız hegemonyasına baş kaldırabilecek kadar yürekliydi. Bunun için tercih ettiği yöntem ise, beğenelim - beğenmeyelim, dudak uçuklatıyordu. Takımın geri kalan çeyrek akıllı, alfa erkekleri üzerinde libidoyu gayet etkileyici ve son sınırda kullanmaktan çekinmeyerek ekibin iplerini eline almayı neredeyse başaran zeki bir kadındı aslında, 'femme fatale' idi. Hatta galiba Dark Avengers'ın kafası çalışan, strateji üretebilen yegane piyonuydu...


Ms. Marvel, öncesi Moonstone, öncesi Karla Sofen...


Sevdim bu ihtiraslarında sınır tanımayan Ms. Marvel'i. Hem de renk yoksunu, dümdüz öncüllerinden çok daha fazla... Kendisiyle ilk defa Dark Avengers ciltlerinde tanıştığımı düşünüyordum. Yanılmışım!


Hikayesini, bundan yıllar öncesi bizim lisanımızda, karşılaşmayı hiç beklemediğim bir albümde şahsen aktarsın Karla...




Kazakların bol pantalonların içine sokulduğu zamanların az sonrasına, 80'li yılların sonlarına tarihlenen Bilka dönemi Örümcek Adam albümlerinin 17. sayısında Karla Sofen yine benzer hırs, tutku, güç arzusu ve gözü dönmüşlükle ama bu sefer kendisi olarak ilk defa Türk okurun karşısına işte böyle, Kadın Savaşçı Aytaşı olarak çıkmakta...



Bu hikayede ise meteoritin kendisine bahşettiği güçleri arttırma hırsıyla Kurt Connors'ın, daha öncesinde sevgili duvar sürüngenimizin de başına büyük bela açan, onu Örümcek-Kertenkele'ye dönüştüren, portatif güç cihazının peşinde. Başarabilecek mi, o kadarını da anlatmayayım artık :)

Bilka Örümcek Adam’ları gerçekten sürprizlerle dolu...


Yok yok :)



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mutantın Alpha’sı, Gamma’sı, Omega’sı...

Nils Holgersson ve Morton: Sapasağlam Bir Çocukluk Nostaljisi...

Clone...