Gözde Çizgiroman Mekanı...


Hangisidir çizgiroman aşığının gözde mekanı acaba?

Marvel süperlerinin cirit attığı, şehrin sakinlerinin ‘Hanım yarın sabah yine uzaylı saldırısı olacakmış, işe giderken sağdan sağdan git, saçakların altından çıkma mazallah...’ şeklinde bir yaşam sürdüğü New York mu...

Yoksa çılgın bilim adamlarının, şeytandan hallice kötülerin, tekrar tekrar dirilen mistik büyücülerin, bir anda ortada biten bilinmeyen korkunç türlerin, ürkütücü toplulukların, hatta uzaylıların favorisi Darkwood mu...

Ya da vampirlerin, kurtadamların ve bilumum sapık şahsiyetin renk kattığı Londra sokakları mı...

Acaba tek bir Romalı’nın dahi adım atamayacağı tüm o şirinliğiyle, şölenleriyle, coşkusuyla ve tabi ki kavgacı sakinleriyle meşhur Galya köyü mü...

Veya semalarında her an bir pırpır görebileceğimiz, tehditkar duruşlu, bilinmezliklerle dolu Amazon ormanları mı...

Belki gözdemiz daha somut bir mekan; o çok sevdiğimiz, kapısından içeri girer girmez yüzümüze yayvan bir gülümsemenin yayıldığı Büyülü Rüzgar, Gerekli Şeyler, Kaan Comics, Arka Bahçe gibi çizgiromanevlerinden biri olabilir mi...



Hayır efendim, hiçbiri değil!

Bir çizgiroman okurunun gözde mekanı tuvalettir, özellikle de evinin tuvaleti...

Çizgiroman okuru gerçek dünyadan kopabildiği ölçüde elindeki albümden keyif alır. Ve klozet üstü dokunulmazlığı hayal gücünün motorlarını çalıştırır... Mekanın mutlak yalnızlığında çizgiroman sayfalarının o yalan ambiyansına daha bir rahat dahil olur okur, ortamın soyutlandırması kahramanla özdeşleşmeyi kolaylaştırır...

Sayfalar hızla akar gider o mekanda... Sonra bir de bakmışsınız koskoca Zagor külliyatı o özel anların sessiz şahidi olmuş...

Değil midir ki çizgiroman okurunun favori mekanı klozet üstüdür, işte sırf bu yüzden ikinci el çizgiromandan hiç haz duymam, o da ayrı :)




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mutantın Alpha’sı, Gamma’sı, Omega’sı...

Nils Holgersson ve Morton: Sapasağlam Bir Çocukluk Nostaljisi...

Clone...