Blek’in Öyküsü... İkinci Bölüm



Birinci bölümün sonunda Küçük Yannick’i Kaptan Kernann’ın gemisinde bırakmıştık, kaldığımız yerden devam edelim...



Denizlerde geçen 2 yılın sonrasında Yannick artık 13 yaşına gelmiştir. Şiddetli bir fırtınada gemi batar ve Yannick denize düşen ve bayılan Kernann’ın kaçınılmaz sonunu engeller. Geminin parçalarına tutunmayı başaran Yannick, saatler süren bir mücadelenin sonrasında hayatta kalabilmeyi başarmıştır. Kendisini kurataran bu gence minnetini göstermek amacıyla Kaptan Kernann Yannick’e para dolu bir kese verir. Ancak bu para dolu kese bile Baba Leroc ve Yannick arasındaki gerilimi arttırmaktan başka bir işe yaramaz. Para kesesini babasına veren Yannick hiç beklemediği bir tepkiyle karşılaşır : babası oğlunun bu parayı çaldığını düşünmekte ve kendisinden bunu sahibine iade etmesini istemektedir. Hayal kırıklığıyla Kernann’ın yanına giden Yannick yine kendini talihsiz olayların içerisinde bulacaktır. Kernann’ın hayatta kalma hikayesini anlattığı sırada Yannick’in bu öyküdeki rolüne inanmayanların tahrikiyle meyhanede çıkan kavgaya karışan Yannick bir kez daha tutuklanarak hapse atılır.

Bu defa ilk seferki kadar şanslı olamayacaktır, hakkında altı ay hapis cezasına hükmedilir ve hücresinde onu Giuliano Di Bretny beklemektedir. Kralla ilgili yazdığı yazı sebebiyle içeride olan bu adama periyodik işkence uygulanmaktadır. Yannick, hücreye girmesiyle tanık olduğu bu duruma karşı koyar ve Bretny’nin özel işkencecisine engel olmaya çalışır. Ancak o da dayaktan payını alır. Ertesi gün yeniden uğrayan işkenceci için durum farklıdır, bu sefer dayağı yiyen ve dayağı atan rolleri değişmiştir. Yannick dikbaşlılığının cezasını mahkumiyetine eklenen ve adada geçecek 2 yılla görecektir. Zor şartlar altında adada aylar geçer. Asla kaçılamaz diye düşünülen bu adadan Yannick kaçmanın bir yolunu bulmuştur : Adaya yiyecek getiren gemiye yük indirme bahanesiyle çıkacak ve geminin filikasıyla kayalıklara doğru yönelerek kaçacaklardır. Yannick Bretny ile birlikte planı uygulamaya koyar ancak askerlerin filikaya açtığı ateşte Bretny hayatını kaybeder. Yannick artık kralın askerlerinin peşinde olduğu bir kaçaktır...

Yannick saklana saklana evine döndüğünde annesinin öldüğünü öğrenir. Mezarına gittiğinde askerler kendisini tutuklamak üzere oradadır. Ancak Saint Malo hapishanesine götürülürken eski bir arkadaşından destek görecektir. Pirquet’nın yardımıyla Yannick askerlerden kurtulmayı başarır, kaçış devam etmektedir. Kısa bir süre sonra Brest’te tam askerler tarafından yakalanacakken İngilizlere karşı savaşan Meşin Gözlü’nün Porqual gemisine tayfa olmak üzere imza atar. Bu imza, kralın emriyle onu tüm suçlarından arındırmaktadır. Böylece Yannick bir kez daha denizlere açılır...



Meşin Gözlü Fransa adına İngilizlere karşı savaşmak kisvesi altında esir ticareti, korsanlık, yağma gibi türlü pis işe bulaşmış bir kişidir. Meşin Gözlü’nün gerçek yüzünü kısa sürede görür Yannick ve Meşin Gözlü yağmalamak amacıyla Barbados’ta bir adayı bombaladığında bu durum sabredebileceği son nokta olur. Yannick yağmaya engel olmak istediğinde Meşin Gözlü tarafından ölüme mahkum edilir. Köpekbalıklarına atılmak üzere elleri bağlanmış halde rampanın ucunda beklerken gemideki dostu Tavuk Bacak’ın ipleri arasına sıkıştırdığı bıçak sayesinde köpekbalıklarından kurtulmayı başarır. Artık hemen gemiye geri dönme ve intikam alma zamanıdır. Yannick son kez Meşin Gözlü’nün karşısına çıkar. Meşin Gözlü, tam da kendisinden bekleneceği şekilde adi bir oyunla Yannick’in yüzüne fırlattığı palanganın geri dönüp kendi yüzüne çarpmasıyla denize düşer. Artık Yannick Leroc Porqual’ın kaptanı Kara Korsan Yann olmuştur. Şöyle der Yannick Leroc esir aldığı İngiliz gemisi King Crown’ın kaptanı Sir James’e : ‘Kendimi takdim edeyim! Ben Kara Korsan Yann’ım!’

Ancak hikayenin tam bu noktasında bir kopukluk yaşanıyor. ‘Ben Kara Korsan Yann'ım’ diyen kahramanımıza bir kare sonra gemisiyle döndüğü Fransa'da Blek diyor devlet erkanı...

Peki Yannick ya da Yann nasıl Blek adını alıyor, işte bu konuda herhangi bir açıklamaya yer verilmemiş. Böylesine köklü ve dizinin onyıllarca ismi olacak bir değişikliğin hikayesinin muğlak bırakılması okurun baskı hatasından, dizgide atlanan sayfalardan şüphelenmesine neden oluyor açıkçası!

Neyse biz hikayemize ve bundan sonra yaşadığım çelişkilere geri dönelim...





Yorumlar

  1. "Ancak hikayenin tam bu noktasında bir kopukluk yaşanıyor. ‘Ben Kara Korsan Yann'ım’ diyen kahramanımıza bir kare sonra gemisiyle döndüğü Fransa'da Blek diyor devlet erkanı..."
    Ben Kara Korsan Yann'ım... Kara... Yani siyah... ingilizcesi Black... Okunuşu Blek... Yani Blek Korsan... Kara Korsan işte... Zaten Esse Gesse'nin yazarıda Blek ismini İngilizce Black kelimesinden uyarladığını söylediği bir yazı okumuştum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Blek'in Black'ten devşirildiğini hiç düşünmemiştim açıkçası. Harika bir ayrıntı, katkınız için teşekkürler :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mutantın Alpha’sı, Gamma’sı, Omega’sı...

Nils Holgersson ve Morton: Sapasağlam Bir Çocukluk Nostaljisi...

Cassandra Nova: İlk Düşman